BİNGÖL KENT HABER ÖZEL - Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Bingöl’de, günümüze kadar varlığını sürdürebilen tarihi yapılar yok denecek kadar az. Görünürde Bingöl Merkez’de, yıkılarak sonradan inşa edilen İsfahan Bey Camii dışında ayakta kalan tarihi yapı bulunmazken, toprak altında çürüyen birçok yapı bulunuyor. Özellikle Bingöl Ovası bölgesinde çok sayıda tarihi yerleşim yerinin (höyük) bulunması dikkat çekiyor. Bingöl-Genç Karayolunda yer alan Samantepe Höyüğü ve Güveçli Höyüğünden sonra Ekinyolu Höyüğü ve Tarbasan Höyüğü de 1. Derece Arkeolojik Sit alanı olarak tescil edildi.
Şuana kadar bölgede 4 adet höyük tespit edilirken, bu höyükler içerisinde en az 3 bin 200 yıllık olduğu değerlendirilen yapı da bulunuyor.
İşte Bingöl Merkez’de bulunan tarihi höyükler:
SAMANTEPE HÖYÜK
Bingöl-Genç karayolu kenarında yer alan Samantepe Höyüğü, 1987 yılında bölgede yüzey araştırması yapan Prof. Dr. Veli Sevin tarafından tespit edildi.
Samantepe Höyüğü, yaklaşık 350x200 metrelik boyutları ve 10-15 metreyi bulan yüksekliğiyle, bugüne kadar Elazığ-Bingöl yöresinde tespit edilmiş olan en büyük yerleşim yeri olarak biliniyor.
Yapılan araştırmalarda, üzerinde çok sayıda ince ve kalın cidarlı amorf ve profil verebilecek, Orta demir çağa ve Ortaçağ’a ait seramik parçaları bulunurken, Samantepe Höyüğünün, Milattan Önce 8. ve 7. yüzyıllarda bölgede hüküm süren Urartu döneminde kaldığı değerlendiriliyor.
GÜVEÇLİ HÖYÜK
Samantepe Höyüğünden sonra Bingöl Merkez’de tespit edilen diğer bir höyük Güveçli Höyük oldu. Güveçli Köyü’nde, mülkiyeti Maliye Hazinesi adına kayıtlı alanda, daha önce taşınmaz kültür varlığı olarak kayıt altına alınan Höyük, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararıyla ‘I. derece arkeolojik sit alanı’ olarak 2023 yılında tescil edildi.
Koruma altına alınan Güveçli Höyüğü ile ilgili şu bilgilere yer verildi: “Güveçli Höyüğü, Bingöl-Diyarbakır yolu üzerinde Genç İlçesine varmadan sol tarafta kalmaktadır. Höyük üzerinde herhangi bir yapılaşma bulunmamakla beraber höyüğün hemen güney tarafında TOKİ konutları yer almaktadır. Höyük olarak tespit edilen alan iki tepeden oluşmaktadır. Alanda yapılan incelemelerde bol miktarda seramik parçalarına rastlanılmış olup Höyük çevresinde ve üzerinde gerek iş makineleri ile, gerekse insan gücü ile oldukça fazla kazı yapıldığı, ayrıca höyüğün bulunduğu alan içerisinde iki tepenin birleşim noktasında yol açıldığı anlaşılmıştır. Alanda yapılan yoğun kaçak kazılar sebebiyle birçok taşın ve seramik parçasının yerinden oynadığı tespit edilmiştir. Ayrıca höyük üzerinde yer yer kemik parçalarına rastlanılması alanın nekropol (arkeolojik şehirlerde mezarlıkların ve toplu mezar yerlerinin bulunduğu bölgeye verilen isim) özelliği de gösterebileceğini düşündürtmektedir.” Hangi döneme ait olduğu net olarak bilinmiyor.
EKİNYOLU HÖYÜK
Bingöl Merkez’de bulunan höyüklerden biri olan Ekinyolu Höyük de, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından Ekim 2025’te 1. Derece Arkeolojik Sit alanı olarak tescil edildi.
Bingöl Merkez Ekinyolu Köyü sınırlarında yer alan höyüğün hangi döneme ait olduğu hakkında bilgi bulunmuyor.
TARBASAN HÖYÜK
Bingöl Merkez Sarıçiçek Köyünde 1. Derece Arkeolojik Sit olarak tescil edilen Tarbasan Höyük’ün ise, en az 3 bin 200 yıllık tarihi bulunuyor.
Bingöl Merkez Sarıçiçek Köyünde bulunan höyük, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından Ekim 2025’te alınan kararla 1. Derece Arkeolojik Sit alanı olarak tescil edildi.
Tarbasan Höyük adıyla tescil edilen höyüğün en az 3 bin 200 yıllık olduğu değerlendiriliyor.
Höyüğün bulunduğu alanda inceleme yapan uzmanlar, Tarbasan Höyük’ün Tunç Çağı’nda yerleşim gördüğü yönünde rapor tuttu.
Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından tutulan raporda, Tarbasan Höyük ile ilgili şu bilgiler yer aldı; “Etrafı tarımsal araziler ile çevrelenmiş doğal bir tepenin üzerine konumlanmış olan höyüğün, genel olarak tepe kısmından temel seviyesine kadar tahrip olmuş, belli bir mimari plan şeması çizmeyen kesik kesik duvar izlerinden oluşan mimari kalıntılar vardır.
Geniş bir alana yayılım göstermiş amorf nitelikli, profil veren, açık devetüyü renginde kalın cidarlı (duvar), yatay yivli, el yapımı birçok seramik parçası, mimari yapılara ait olan kerpiç parçaları ve çok sayıda obsidyen parçası bulunmaktadır.
Höyüğün etek kısmında yer alan toprak kesitlerinde kültür tabakası izi olup alan arkeolojik stratigrafi vermektedir. Bu veriler ışığında buluntuların bulunduğu tepelik alanın Tunç Çağı’nda yerleşim gördüğü anlaşılan bir höyük olduğuna işaret etmektedir.”
Ömer ŞANLI