TMMOB Bingöl Koordinasyon Kurulu üyesi meslek odalarının temsilcileri, basın mensupları ile bir araya gelerek olası deprem hazırlıklarını değerlendirdi.
Toplantıda konuşan TMMOB Bingöl Koordinasyon Kurulu Skreteri Canfidal Boldaş, Bingöl'ün deprem gerçekliğine dikkat çekerek, hazırlık çalışmalarının eksikliğinden bahsetti.
MTA’nın diri fay haritasına göre, 45 ili birinci derecede deprem bölgesinde yer aldığını belirten Boldaş, bu illerden biri olan Bingöl'ün Kuzey Anadolu Fay Hattı ile Doğu Anadolu Fay Hattnın kesşitiği noktada yer aldığını hatırlattı.
Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde Yedisu sismik boşluğunda, Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde de Bingöl sislik boşluğunda kırılma periyodunun süresinin yaklaştığı yönünde değerlendirmeler ve tespitlerin olduğunu ifade eden Boldaş, "Risk bu kadar büyük ölçekte iken ve ciddi boyutta iken kentin bütün kamu kurum ve kuruluşları, ilgili sivil toplum dinamiklerinin ortak akılda buluşarak Bingöl’ün depreme hazırlanması noktasında bir araya gelmesi gerekiyor. TMMOB olarak kurulduğumuz ilk günden beri bunu dile getiriyoruz, bir kez daha çağrı yapıyoruz" dedi.
BİNGÖL'ÜN 2 YILDA DEPREME HAZIRLANMIŞ OLMASI GEREKİYORDU
6 Şubat depremlerinden sonra Bingöl'ün genel hayata etkili afet bölgesi ilan edildiğini hatırlatan Boldaş, "Bingöl’ün geçmiş olan 2 yıl içerisinde depreme hazırlanmış olması gerekiyordu. Ama biz bu çalışmalar tamamlandı diyemiyoruz, Kamu da aynı ifadeleri kullanıyor. Bingöl depreme hazır mı? Hayır, kesinlikle depreme hazır değil. Burada esas almamız gereken, Bingöl’ün depreme hazırlanma sürecinin kısa vadede yapılması gerekiyor, orta vadede de Bingöl'ün deprem dirençli kente evirebilmek için bir sorumluluk üstlenmek gerekiyor" açıklamasında bulundu
TÜRKİYE'DE 50 BİN, TAYVAN'DA 3 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ
Türkiye ve Tayvan'da yaşanan benzer depremlerin etkilerini karşılaştıran Boldaş, şunları söyledi; "Resmi verilere göre, 6 Şubat depremlerinde 50 bini aşkın yurttaşımız hayatını kaybetti, 100 binin üstünde yurttaşımız da yaralandı. Teknik olarak benzer deprem 6 Şubat'tan sonra Tayvan’da yaşanıyor ve 3 kişi hayatını kaybediyor.
Dolayısıyla Tayvan deprem dirençli kent sürecini ya da depreme hazırlık sürecini tamamladığı için teknik olarak aynı kategoride değerlendirilebilecek deprem sonucu bizim ülkemizde 50 binin üzerinde yurttaşımız hayatını kaybediyor, Tayvan'da 3 kişi hayatını kaybediyor.
Son asırda yaşanan depremleri değerlendirecek olursak, Bingöl'de can kaybına sebep olmuş depremler var ve 1934’ten günümüze kadar yaşanan bu depremlerde 1539 yurttaşımız hayatını kaybetmiş. Dolayısıyla bizim ısrarla hep dile getirdiğimiz, deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrasının bilim ve teknikle vurgulanması gerekiyor.
Özellikle deprem öncesi hazırlık çalışmaları büyük önem taşıyor. Tabii deprem anı ve deprem sonrasıyla ilgili de hazırlıkların yine aynı hassasiyetle sürdürülmesi ve nihaileştirilmesi gerekiyor."
ÇALIŞMALARA BİR İVME KAZANDIRMAK GEREKİYOR
Kamu kurumlarının yöneticileriyle görüşmelerde bulunduklarını belirten Boldaş, "Ortak paydanın aslında Bingöl’ü depreme hazırlamak olduğunu net görüyoruz. Evet, bir şeyler yapmaya çalışıyorlar mı? Yapmaya çalışıyorlar ama nihaileşmededikten sonra onu yapmaya çalışmanın bir faydası olmayacak. Deprem yaşandıktan sonra da eğer o hazırlık süreci devam edecekse biz burada kayıplarla, üzüntümüzle, yasımızla baş başa kalmış oluruz. Dolayısıyla biraz ivme kazandırmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.
AFET KOMİSYONU KURULMALI
Bingöl'de afet komisyonu kurulması gerektiğini defalarca dile getirdiklerini belirten Boldaş, koordinatörlüğünde tüm ilçelerin ve ilgili müdürlüklerin yer alacağı komisyon marifetiyle çalışmaların yürütülmesinin önemli olduğunu ifade etti
SADECE MERKEZ VE YEDİSU'DA MİKROBÖLGELEME ÇALIŞMALARI YAPILDI
Deprem öncesinde yapılması gereken 3 önemli çalışmadan bahseden Boldaş, şunları söyledi; "İlk başlıkta zemin yapısının öğrenilmesi ve imar planına yönelik çalışmalar diyebiliriz. Bunlar nelerdir? Bunlar mikrobölgelemedir. Bunlar master planı çalışmasıdır. Bunlar yerleşim stratejilerinin belirlenmesi ve imar planına işlenmesidir.
Mikrobölgeleme çalışmalarıyla ilgili zemin yapısı detaylı bir şekilde öğrenilir ve deprem üretme potansiyeli olan diri faylar mikrobölgeleme çalışmalarıyla belirlenir.
Hem basından takip ettiğimiz hem yapmış olduğumuz görüşmelerde aldığımız bilgi şudur; Bingöl merkezde ve Yedisu İlçemizde toplamda 2 bin 230 hektarlık alanda mikrobölgeleme çalışmaları yapıldığı yönündedir.
Ama Bingöl’ün 7 ilçesi var. Sadece Merkez ve Yedisu’yu pilot seçip diğer ilçeleri bu çalışmalardan mahrum bırakmak aslında çok da hazırlık sürecinin hassasiyetiyle uyuşmuyor. Bu noktada daha zorunlu ve acil bir aksiyon almalarının gerekecek.
Master planı ile ilgili Bingöl Belediyesi ve Bingöl Üniversitesinin bir çalışması var. 2003 depreminden sonra 2024 yılına kadar halen master plan tamamlamış, Çalışmaları yapılıyorsa, görmek istediğimiz gibi gitmiyor demektir.
Mikro belgeleme ve master planı çalışmalarında yerleşik stratejilerinin belirlenmesi gerekir. Yani aktif fay hatlarının belirlenerek bunların Imar planına işlenmesi gerekir. Aktif fay hatlarına denk gelen alanlarda hiçbir şekilde yapıya izin verilmemesi gerekir.
2000 YILINDAN ÖNCEKİ YAPILAR RİSKLİ KABUL EDİLMELİ
Yine yapı stokuna yönelik çalışmalar yapılması gerekiyor. Yapı stokunu belirlerken tarihlere göre sınıflandırma yapılması gerekiyor. 2000 yılından önce nervürlü demir kullanımı yoktu, inşaatlarda düz demir kullanılırdı. 2000 yılında düz demir kullanımı yasaklandı.
2003 yılında Bingöl depremini yaşadık. 2007 yılında ilk deprem yönetmeliği yayınlandı. 2011 yılında yapı denetim zemine geçildi. 2018 yılında da deprem yönetmeliği güncellendi. Düz demir kullanıldığı için 2000 yılından önceki tüm yapıların riskli kabul edilmesi gerekiyor.
Bingöl'ün 7 ilçesinde de risk analizine tabi tutulmamış yapı kalmaması gerekiyor. Bu risk analizlerinin yapılabilmesi için bir bütçe gerekiyor. Bu bütçenin de çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Bingöl valiliği tarafından karşılanması gerekiyor."
BİNGÖL'DE MEVCUT DURUM NEDİR?
Son dönemlerde Bingöl'ün yapı stokunun yüzde 75'inin yenilendiğinin dile getirildiğini belirten Boldaş, "Bu yapıların sağlam olduğunu veya olmadığını söylemek için risk analizlerini görmek gerekiyor" dedi.
6 Şubat depremlerinden sonra Bingöl Merkez'de 13 bin 262 teknik taramalarının yapıldığının ifade edildiğini belirten Boldaş, şunları söyledi; "bu taramalar sonrasından toplam 3 bin 425 binaya yıkım kararı verilmiş. Bu 3 bin 425 binanın şuan yüzde 90'ının yıkıldığı bilgisini veriyor ilgili idare bize. 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan depremden sonra hasar tespit çalışmaları tamamlanmış ve yıkım ihalesi Haziran 2024'te yapılmış ve hala bu yapıların yüzde 10'luk bir kısmı neredeyse Mart 2025'e sarkmak üzere."
SADECE YER BELİRLEMEK YETMİYOR
Bingöl'de toplam 55 toplanma alanının belirlendiğini ifade eden Boldaş, "İl merkezinde 35, onun dışında 20 olmak üzere toplam 55 adet geçici toplanma alanlarının belirlendiği ifade ediliyor. Bu toplanma alanlarının alt yapısının da yapılması gerekir. Sadece toplama alanını belirlemek yetmiyor.
Yine 5 adedi Bingöl Merkezde olmak üzere toplamda 14 adet konteynırkent ve 7 adet çadır kent alanı belirlendiğini belirten Boldaş, "Bunların da altyapı çalışmaları yapılmamış. altyapısı olmayan, yolu, elektriği, içme suyu kanalizasyon hattı olmayan bir alanda konteynırkent ya da çadırkent kurmak ayları belki yılı alacak. Dolayısıyla bu alanların altyapılarının da bir an önce yapılması gerekiyor.
İl genelinde 6 bin 580 çadır stoku var. Bingöl AFAD'da 14 kişilik arama kurtarma kadrosu var ama 11 kişi çalışıyor. Kadro sayısı 38'e çıkarılmış, sayının tamamlanması planlanıyor. Artık planlama aşamasını geçmemiz gerekiyor. Daha somut adımlar atmamız gerekiyor." dedi.
KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMALARI
Bingöl ve İzmir illerinin kentsel dönüşüm kapsamında pilot il seçildiğini ifade eden Canfidal Boldaş, şöyle devam etti; "Özellikle Maden Bölgesi ve Saray Mahallesinin temel yapı bölgesi ile ilgili hala somut bir çalışma yapılmadı. Mesela son bilgi; parselasyon çalışmalarının yapılıp Toplu Konut İdaresine bildirildiği yönündedir. Buradaki hak sahipleriyle anlaşma süreci ne durumda, hak sahiplerinin sürece yaklaşımı nasıl, bunların hepsinin tamamlanıp kış sezonu sonrasında çalışmaların tamamlanmasına yönelik planlamalar yapılabilirdi.
-Olası bir depremde Bingöl havalanı kilit rol oynayacak. Havaalanı pistinde çalışmalar hızlı bir şekilde tamamlanmalıdır.
-Bingöl'de faaliyette, inşaat aşamasında ve proje aşamasında olan birçok baraj var. Barajların rutin halde kontrol edilmesi gerekiyor.
-2002 yılından bugüne kadar 9 defa imar affı yasası çıkarıldı. Yani hiçbir mühendislik hizmeti almamış, teknik kriterlere uyulmamış gelişigüzel yapılan yapılar meşrulaştırılmış oldu. Bu imar aflarından Bingöl'de 8 bin 500 ila 9 bin arasında yapı kayıt belgesi verilmiş. Bir deprem yaşanması durumunda bu yapıların hepsi tehlikelidir."
DEPREMİN OLUMSUZ ETKİLERİNİ EN AZA İNDİRMEK İÇİN NE YAPMAK GEREKİYOR?
Boldaş, depremin olumsuz etkilerini en aza indirmek için yapılması gereken çalışmaları şöyle sıraladı;
"-Ülkemizin yıllar içinde enkaz altında kalmaması için bilimin, tekniğin ve doğanın sesine kulak vermeliyiz.
-Kentsel dönüşüm adı altında yürütülen süreç rantsal dönüşüme kurban edilmemeli ve deprem tehdidi altındaki yerleşimlerin dönüşümü doğru bir şekilde sağlamalıdır.
-Sivil toplum örgütleriyle kamu hizmetlerini tam ve eksiksiz koordinasyonunu sağlamak için dayanışma mekanizmaları oluşturulmalıdır.
-Denetim kuruluşları ile müteahhit veya yapı sahibi arasında herhangi bir mali ve idari bağlantının olmaması gerekiyor. Bu hizmetinin mali karşılığını ya devret tarafından ödenmeli ya da devlet aracılığıyla tahsil edilmelidir.
-Altında fırın olan binaların risk analizlerinin çok acilen yapılması gerekiyor. Fırının verdiği ısı hem yapının dayanım kalitesini etkiler, hem de yıkım durumunda yangına da sebebiyet verir.
-Yedisu’da ulaşım sıkıntısı yaşanıyor. Olası bir depremde Yedisu’ya ulaşımın iyi planlanması gerekiyor."
Ömer ŞANLI/Eylem ÖZEN