Filistin'in Değil, Dünyanın Tek Umudu Sumud Filosu… Onun Yaratacağı Etki…

Abone Ol

Dünya, milattan sonraki 21. yüzyılın ortalarına yaklaşırken teknoloji sınırlarını, düşünme gücünün sınırlarına dayandırmış durumda. Filistin'de bugün yaşananlar insanların vicdanını parçalarken, 21. yüzyıl dünyasının bilinen tüm sistemlerinin —insan hakları vs.— ne kadar boş, ne kadar aldatıcı ve ne kadar kişiye veya devlete göre olduğunu göstermiştir. Üstelik bunu gösterenler bilimi ve teknolojiyi en iyi kullananlar oldu.

Son birkaç yıldır ülkemizde ve dünyada yaşananlar, dünya düzeninde ve insanların hayatlarında çok büyük etkiler bıraktı: Covid salgını, Kahramanmaraş depremi, savaşlar… Ve şimdi de Filistin.

Bu bir savaş değil; sivil insanlara karşı yapılan soykırım! Tarih sahneleri soykırıma çok tanıklık etmiştir. Fakat böylesi keyfi, böylesi kendini haklı gören bir soykırım yaşanmamıştır. Tarihte insanlar soykırıma uğrarken bu durumu sadece o bölgede yaşayanlar görürdü, izlerdi ya da maruz kalırdı. Çünkü teknoloji bu kadar gelişmemişti. İnsanlar, dünyanın bir ucunda nelerin yaşandığını bugünkü kadar net hiçbir zaman görmediler.

Dünya üzerinde devletlerin birbirleriyle bugünkü kadar uzlaşı içinde oldukları hiçbir zaman olmadı. Ama iletişim çok kolay artık. İletişim ve medya o kadar gelişti ki insanların kültürlerinin birbirine bu kadar hızlı benzeştiği hiçbir dönem olmamıştır. Tüm dünya bu kadar iç içe geçmişken, devletler bu kadar sosyalleşmişken, yaklaşık 2 milyon insanın yaşadığı bir şehrin etrafına yapılan duvarlar içinde yaşanan soykırım sadece izleniyor.

Tarih kitaplarında bu konu nasıl yer alacak? Bugüne kadar izlediğimiz film sahnelerini günümüz dünyasında yaşıyoruz. Duvarların ardında insanlar, yaşlılar, kadınlar, adamlar, çocuklar açlıkla ve acıyla kıvranıyor. Ama bu “üzülmek” duygusuyla değil; fiziksel acıyla, çaresizlikle… Ve bu çaresizlik sadece kelime olarak değil: Evladı, yanı başında çok hafif bir hastalıktan ya da yaralanmadan kaynaklı sağlık imkanlarına erişememekten ölüyor. Onlar ölümle ve zulümle karşı karşıya kalıyorlar.

Soykırıma uğruyorlar.

Bir de duvarların dışında hapsedilmiş insanlar var. Duvarların dışında film sahnelerini aratmayacak görüntüler var. Avrupa’dan gördüğümüz manzaralar, Filistin’e doğru yapılan çıkarmalar, dünya üzerinde yaşanan durumu özetliyor. İnsanlar hükümetlerini bu duruma karşı harekete geçmeye zorluyorlar. Bunu da çok kalabalık kitleler halinde, kararlı bir şekilde gerçekleştiriyorlar. Bunu yapan insanlar sadece Müslümanlar değil; hatta Müslümanlardan daha iyi ve daha kararlı bir şekilde yapıyorlar.

Devletler aciz kalınca bir gemi çıktı yola. Tek başına, içinde birkaç insanın bulunduğu bir gemi… Şimdi ise onlarca gemi yola çıkıyor. Dünya üzerinde o kadar devlet, o kadar ordu varken yola sadece sivil insanlar çıkıyor. Her seferinde daha kararlı, daha güçlü çıkılıyor. Bu insanlar yola çıkarken ölümü de göze almışlar.

Dünya tarihi bu sahneye kaç defa tanıklık etti ki?