Bingöl
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    35.03
  • ALTIN
    2463.7
  • BIST
    9898.81
  • BTC
    64430.69$

“Yerel Medyanın Yaşaması Lazım”


“Yerel Medyanın Yaşaması Lazım”
“Yerel medyanın yaşaması/yaşatılması lazım” diyen Temiztürk, demokrasi, yerel kalkınma ve yerelde yaşayan insanların sesini duyurmak için yerel medyaya ihtiyaç olduğuna vurgu yaptı. Gazeteci Şanlı ise, yerel medyanın sorunları gündeme getirmesinin çözüm süreçlerine etki ettiğini vurguladı.

Şehirlerin gelişmesi, sorunlarının çözülmesi ve gerek kamunun gerekse halkın talep ile beklentilerini paylaşmada önemli bir aracılık görevi yürüten yerel basının da sorunları azımsanamayacak düzeyde.

Özellikle ekonomik zorluklar, sosyal medyanın hayatımızdaki etkin yeri ve teknolojik gelişimlere yine ekonomik koşullara bağlı olarak yetişeme hususu da yerel basının gelişimindeki yegâne etkenlerden birisi.

Ayrıca yetişmiş ve alanında uzman personel bulunamaması ile haberciliğe bakış açısına göre icranın şekillenmesi de önemli sorun başlıklarından biri olarak öne çıkıyor.

Bizler de yerel medyanın sorunların genel bakış açısıyla yaklaşmak ve sıkıntılar ile çözüm yollarına değinmek için Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Temiztürk ve Bingöl Kent Haber Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ömer Şanlı ile konuştuk.

Akademik ve sektörel deneyimleriyle yerel medya sektöründeki sorunları ve çözüm odaklı yaklaşımlarla ilgili düşüncelerin paylaşıldığı röportajın öne çıkan başlık ve satır aralarına gizlenen detayları şöyle;

Yerel Medyanın Yaşatılması Lazım!

Yerel medyanın yaşaması/yaşatılması lazım” diyen Temiztürk, Demokrasi için, yerel kalkınma için, yerelde yaşayan insanların sesini duyurmak için yerel medyaya ihtiyaç olduğuna vurgu yaptı.

Yerel medya sorunlarının çoğunun ekonomik temelli olduğunu belirten Temiztürk: “Bunun üstesinden gelmeleri, başka alanlarda yatırımları ve işleri yoksa zor. Bu sebeple birçoğu tek kişilik gazete, site, radyo gibi faaliyet gösteriyor. Böyle olunca da ortaya gerçek gazetecilik anlamında bir şey çıkmıyor. Çalıntı, kopyala-yapıştır haberlerle durum idare ediliyor. Basın İlan Kurumundan ilan gelirleri alanlar biraz daha rahat görünüyor. Ama onların sayısı da sınırlı. Üstelik BİK ilan şartları da oldukça ağır geliyor yerel medyaya. Biraz BİK şartları hafifletmeli, biraz da yerel medya kuruluşları fedakârlıkta bulunmalı ve yerel basın-yayın faaliyetleri sürmeli.” İfadelerine yer verdi.

“Gerçek Anlamda Gazetecilik Yapanlar Sektörde Kalmalı”

“Bu alanda çalışacak kişi ve firmalar işin hakkını verenler olmalılar” diyen Temiztürk sözlerine şöyle devam etti:

“Yani gerçek anlamda gazetecilik yapanlar sektörde kalmalı, bu sektörü farklı niyetleri için kullanan, kullanmayı planlayanlar ayıklanmalıdır. Her şehirde onlarca, bazılarında yüzlerce internet sitesine, bir sürü YouTube kanalına gerek yok; sayı azalmalı. Sayı azalınca BİK ya da başka kurumların veya özel sektörün reklam desteği yeterli hale gelecektir. Niyeti gazetecilik yapmak olmayanlar başka işlere yönelmeli ve alanı işin hakkını verenlere terk etmelidir.”

“HABER SAHASI ANA CADDELERDEN VE KAMUDAN İBARET DEĞİL

Türkiye'de yerel habercilik ciddi bir sorunla karşı karşıya. Ulusal medya daha çok resmi ve hiyerarşik bir habercilik yaparken, yerel medya da benzer bir yapıya doğru kayıyor. İlçe gazeteleri genellikle kaymakamın, belediye başkanının vs. haberlerine odaklanırken, halkın sorunları ve mahalleler yerel medyada yeterince yer bulamıyor.

Temiztürk ise konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu:

Yerel medyanın nispeten iyi ve güçlü olduğu illerde içerik üretimi de genel itibariyle iyi. Halkın sorunları, sıkıntıları, sevinçleri haber olarak gazetelerde ve sitelerde yer bulabiliyor. Ama kadro açısından zayıf, niyetleri farklı, bir kişiye ya da kuruma angaje olmuş biçimde yayın yapanlar açısından halkın sorunlarını dile getirmek, yerel gelişmeleri haberleştirmek mümkün olmuyor. Onlar da yaygın medyada örneğini gördüğümüz protokol ve bülten haberciliği yapıyorlar. Bu, bir tercih sorunu. İşin bir başka boyutu da şu: Yerel medya çalışanları birçok yerde sahayı sadece şehrin ana caddelerinden ve kamu kurumlarından ibaret sayıyor ve kendilerini kısıtlıyorlar. Oysa şehrin arka sokaklarına, uzak yerleşimler bir tarafa yakın köylere, muhtarlara, çiftçilere ulaşmayı deneseler hem çok hem de işe yarar haberlere ulaşabilirler. Düşünün ki birçok yerel gazeteci yaşadığı şehrin ilçelerini bile görmemiş durumdadır. Bunun gerekli olduğunun da farkında değildir. Bu biraz tembellikten, biraz habere bakış açısından, biraz da öyle bir gazetecilik pratiğinin/kültürünün oluşmamış olmasından kaynaklanıyor.”

“Gazeteler Başından Beri Seçkinlere Hitap Eder Tarzda Hazırlandı”

Türkiye'de televizyonlar dışında gazete, dergi, internet sitesi gibi medya platformlarının yeterli ilgiyi görmediğine dikkat çeken Temiztürk, bu durumun derin ve kapsamlı bir nedeni olduğunu vurguluyor.

Öncelikle, toplumunun tarih boyunca okuyan bir toplum olmadığını belirten Temiztürk şunları kaydetti: “Gazeteler başından beri seçkinlere hitap eder tarzda hazırlandı, toplumun derdiyle dertlenen, sevinciyle mutlu olan, tercihlerine saygı duyan bir noktaya neredeyse hiç gelmedi. İnandırıcı bulunmadı bu sebeple. Yerel medya için de bunlar geçerli. Fazladan yerel medya baskı, dağıtım, içerik açısından da toplumu tatmin etmiyor. Buna rağmen yerel medya yerel siyaset, yerel spor, yerel ekonomik faaliyetler için başvurulan, takip edilen, etkisi hissedilen araç konumunda bulunuyor. Özellikle seçim dönemlerinde adayların çok değer verdiği, en azından şerrinden çekindiği bir etkiye/güce sahip yerel medya...”

Meslekte 20 yılını geride bırakan ve yerel medyada yapmış olduğu başarılı çalışmalarıyla bilinen gazeteci Ömer Şanlı ise; “Ulusal medya daha çok resmi ve hiyerarşik bir habercilik yaparken, yerel medya da benzer bir yapıya doğru kayıyor. İlçe gazeteleri genellikle kaymakamın, belediye başkanının vs. haberlerine odaklanırken, halkın sorunları ve mahalleler yerel medyada yeterince yer bulamıyor?” sorusuna farklı bir perspektif sunuyor.

Şanlı konuşmasına şöyle başlıyor;

“Yerel medya deyip genelleme yaptığınızda, o ildeki bütün bir basın camiasını kastetmiş oluyorsunuz ve hatta zan altında bırakmış oluyorsunuz. Bu yanlış.

Nasıl ki, bir doktor görevini kötü yaptığında bütün doktorlar kötüdür diyemeyeceğiniz gibi, bir öğretmen veya herhangi bir meslekte birileri görevini kötüye kullandığında, o kötülüğü bütün bir camiaya mal edemeyeceğiniz gibi basın camiasındaki yanlışları, olumsuzlukları da bütün bir camiaya mal etmek doğru değildir.

Halkın sorunlarını görmezden gelen, kurum haberciliği ile yetinmeye çalışan yerel medya kuruluşları olduğu gibi gerek Bingöl’de gerekse diğer illerde, ; ilin, ilde yaşayanların orunlarını gündeme getiren yerel medya kuruluşları da var. Ulusal medyada da benzer durumlar söz konusu.”

Değinmediğimiz Sorun Yok

Bingöl'de sağlıktan eğitime, altyapıdan çevreye, işsizlikten kentin genel sorunlarına kadar değinmedikleri sorun olmadığını ifade eden Ömer Şanlı, “Sorunları gündeme getirirken amacımız birilerini de karalamak değil. Bütün çabamız, hastalarımız çevre illerin yollarında perişan olmasın, insanlarımız temiz su içsin, sokaklarımız temiz olsun, ormanlarımız yok olmasın, yaban hayvanları öldürülmesin, insanlarımız doğdukları topraklarda doysun, çocuklarımız için daha iyi bir gelecek sağlansın diyedir” ifadelerine yer verdi.

“Kaleminiz Çizgisinden Bir Defa Saptı Mı Bir Daha Yerine Oturtmak Zor Oluyor”

Yerel medyanın tarafsızlık ilkesine ve sorun odaklı habercilik anlayışına vurgu yapan Ömer Şanlı, birilerini karalama veya memnun etme amacı güdülmeden haber yapılması gerektiğine dikkat çekerek:

“Birilerini memnun etmek için haber yapmaya başladığınızda, o zaman yaptığınız şey habercilik değil başka bir şey olmuş oluyor. Kaleminiz rayından çıkmış oluyor. Kaleminiz çizgisinden bir defa saptı mı bir daha yerine oturtmak zor oluyor. Çok şükür ki, yerel medya içindeki bir birey olarak, bugüne kadar birilerine yaranma, birilerini memnun etme, birilerinden beklenti içinde olma gibi bir sevdam hiç olmadı. Bütün çabamız daha yaşanılabilir bir Bingöl için oldu. Bundan sonra da böyle olacak. Mahallelerin sorunlarının yeterince gündeme getirilmediği yönündeki soruya gelince. Yerel medyada mahallelerin, halkın sorunlarının yeterince yer bulmamasının nedenlerinden biri de kimsenin konuşmaması, muhtarların mahallenin sorunlarını gündeme getirmemesi. Muhtarlar ne yazık ki, artık mahallesindeki su sıkıntısını, yollardaki çukurları, yeşil alan yetersizliklerini vs. görmüyor, görmezden geliyor. Haliyle sorunlar da yeterince gündeme getirilemiyor olabilir.”

Yerel Medya, Sorunların Çözüm Süreçlerini Hızlandırıyor

Başarılı gazeteci, yerel medyanın sorunları gündeme getirmesinin çözüm süreçlerine etki ettiğini vurguladı.

Şanlı, Bingöl'deki Çapakçur Köprüsü'nün yapılması, Bingöl'ün afet bölgesi ilan edilmesi (halen bu anlamda çalışmalar yetersiz olsa da), içme suyu projesinin gündeme alınması, ormanların korunması, yaban hayvanlarının öldürülmemesi konusunda farkındalık oluşturulması, termik santral projesinin iptali, kayak merkezinin yapılması gibi konularda yerel medyanın etkisinin olduğunu belirtti.

Yerel Medya Kısıtlı İmkânlarla Camiada Var Olmaya Çalışıyor!

Şanlı, ulusal medyanın çok daha fazla kişiye ulaştığını ve sosyal medyada daha çok etkileşim kurduğuna dikkat çekerek, yerel medyanın kısıtlı imkânlarla camiada var olmaya çalıştığının altını çizdi.

Şanlı: “Ulusal medya dediğiniz mecra, bütün bir ülkeye hitap ediyor dolayısıyla okuyucu kitlesi, çalışan sayısı, ürettiği haber sayısı, ekonomik gücü, ulaşabildiği kişi sayısı yerel medyaya göre çok daha fazla. İnsanların bir kısmı yerelde çözemedikleri sorunlarını ulusal medyaya taşıyınca ilgili yerlere ulaşabileceğine ve sorunlarının çözülebileceğine inanıyor. Aslında ulaşamadıkları için değerli görüyorlar. Oysa yerel medyaya istedikleri zaman ulaşıp sorunlarını iletebiliyorlar. Çoğu zaman da yerel medya aracılığıyla gündeme getirilen sorunların çözüldüğüne şahitlik ediyoruz. Medya kuruluşlarına ilgi, kişiye ve kurumlara göre değişiklik gösteriyor. Tüm ulusal medya veya yerel medya kuruluşlarına bir ilgi söz konusu olmadığı gibi tümüyle bir ilgisizlik de söz konusu değil” şeklinde konuştu.

HABER: EYLEM ÖZEN 

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 1
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!