Uzman Psikolog Beste Çokaygil, kanser tanısının kişinin yaşamında ani değişimlere yol açtığını ve bu sürecin ciddi psikolojik etkiler doğurabileceğini belirtiyor. Çokaygil’e göre, tanı sonrası pek çok kişi önce şok, inkâr ve yoğun kaygı yaşayabiliyor. “Bu gerçek olamaz” ya da “Neden ben?” gibi düşünceler bu dönemde oldukça doğal tepkiler arasında yer alıyor.
Belirsizlik, korku ve gelecek endişesi, kişide uykusuzluk, huzursuzluk ve sinirlilik gibi belirtiler yaratabiliyor. Çokaygil, kanser tedavisinin sadece bedeni değil, sosyal yaşamı ve psikolojik dengeleri de etkilediğini vurguluyor. Enerji kaybı, ilgi azalması, içe kapanma ve sürekli üzgün hissetme gibi durumların uzun süre devam etmesi halinde mutlaka profesyonel destek alınması gerektiğini ifade ediyor ve bunun depresyonun habercisi olabileceğine dikkat çekiyor.
Kanser tedavilerinin vücutta oluşturduğu değişimlerin, kişilerin benlik algısını da etkilediğini söyleyen Çokaygil, özellikle saç dökülmesi, kilo kaybı veya cerrahi izler gibi fiziksel etkilerin özgüven üzerinde yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor. “Kişi, tanıdığı bedenden uzaklaştığını hissedebilir. Ancak unutulmamalı ki bu duyguların tamamı doğal bir sürecin parçasıdır. Önemli olan bu duyguları bastırmadan kabul etmek ve ifade edebilmek.”
Uzmanlar, kanser sürecinde aile, arkadaş çevresi ve destek gruplarıyla iletişimde olmanın ruhsal iyileşme sürecini hızlandırdığını söylüyor. Profesyonel terapi desteği ise kaygıyı azaltmak, öfke kontrolünü sağlamak ve korkularla başa çıkmayı öğrenmek için büyük önem taşıyor.
Psikolog Beste Çokaygil, ruhsal dayanıklılığı artırmak için günlük yaşamda uygulanabilecek bazı yöntemleri de paylaşıyor.