Gündem

Alban: Jeolojik zulme son verin!

Düzyayla Köyünde yapılması planlanan bazalt ocağının, hem su kaynaklarına, hem yaşam alanlarına hem de tarım ve hayvancılığa ciddi zararlar vereceğini belirten Mehmet Alban, projenin iptal edilmesi gerektiğini belirtti.

Abone Ol

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Bingöl İl Temsilcisi Mehmet Alban, Bingöl Merkez Düzyayla Köyünde yapılması planlanan bazalt ocağı ile bölgenin geleceğinin yok edileceğini belirterek, “derhal jeolojik zulme son verin” dedi.

Bazalt ocaklarının, özellikle açık ocak madenciliği yöntemiyle işletildiği için jeolojik yapılara doğrudan ve çoğu zaman geri dönüşsüz zararlar verdiğini belirten Alban, “Bu etkiler, yerkabuğunun fiziksel yapısından jeolojik kayıtlara kadar uzanır. Bazalt ocakları, volkan konileri, lav akıntıları, lav tüpleri ve volkan bombaları gibi nadir jeolojik oluşumları tamamen ortadan kaldırır. Bu yapılar, milyonlarca yıllık volkanik tarihi temsil eder ve ocak faaliyetleriyle birkaç ayda yok edilebilir. Bazalt katmanları, geçmiş volkanik patlamaların şiddetini, lav kimyasını, iklim verilerini ve dünyanın manyetik alan terslenmelerini kaydeder. Ocaklar bu tabakaları kazıyıp aldığı için milyonlarca yıllık jeolojik "arşiv" geri dönüşsüz olarak kaybedilir. Bu, bilimsel araştırmaları ve jeokronolojik çalışmaları engeller. Bazalt Ocakları, normalde milyonlarca yılda düzleşen volkanik yapılar, kısa sürede yok edilir, bu da jeolojik zaman ölçeğinde "ani" bir değişim yaratır ve erozyonu tetikler” dedi.

“YAŞAM KAYNAĞIMIZ SU SİSTEMLERİ TEHDİT ALTINDA”

Bazalt ocaklarının yer altı sularına da ciddi zararlar verdiğini ifade eden Alban, şunları söyledi; “Bazalt lavlarında bulunan gaz boşlukları, çatlaklar ve tüpler, önemli yeraltı suyu taşıyıcılarıdır. Ocak faaliyetleri bu geçirgen yapıları yok ederek su akış rejimini değiştirir, kaynakların kurumasına veya yeraltı suyunun derinlere kaçmasına neden olur. Söz konusu alanda ise hem Çem mahallesinin içme suyu hattı hem de yaklaşık olarak 9 adet kaynak suyu bulunmaktadır. Bu, jeolojik olarak su dolaşım sistemini bozar ve yerel hidrojeolojik dengeyi etkiler. Patlatmalar, toz ve kırma işlemleri sadece birer "inşaat faaliyeti" değil; derelerimizi kurutan, ormanlarımızı parçalayan ve çocuklarımızın geleceğini tehdit eden ekolojik bir felakettir.”

DEPREM RİSK BÖLGESİNDE YAPISAL GÜVENLİK ALARMI

Bazalt ocağının birçok alanda olumsuz etkilerinin olacağını vurgulayan Albay, “Bazalt ocaklarında yapılan patlatmalar (dinamit veya diğer patlayıcılar), yer titreşimleri yaratır ve bunlar sismograflarda küçük depremler gibi kaydedilebilir (genellikle magnitüd 2-3'ün altında). Bu titreşimler, yakındaki yerleşimlerde hasarlara yol açabilir, yüzey patlamaları, derin fay hatlarını etkileyecek kadar güçlü olmasa bile stresli fay hatlarına yakın bölgelerde teorik olarak küçük indüklenmiş olaylara yol açabilir, bu da 1. Derece deprem riski altında olan Bingöl ilinde çatlak sistemlerini bozabilir, mağara çökmelerine veya suyollarının değişmesine neden olabilir ve yorgun yapılar meydana getirip bilimsel çalışmalar sonucunda beklenen depremde bu yorgun yapılar ciddi hasarlar alır veya yıkılır.

Bu saydığım nedenlerden dolayı Düzyayla (Goran) köyümüzde yapılması planlana bazalt taş ocağı ve kırma eleme tesisinin köyümüzde bulunan iki adet mahallenin ortasında olması, yerleşim alanına yaklaşık olarak 200 m mesafede olması, Çem mahallesi içme suyu hattının bu alanın içerisinden geçmesi dolayısıyla, yaşam alanımızı ve sağlığımızı yok edeceği, tarım ve hayvancılığı bitireceği, içme ve tarımsal su kaynaklarımızı kurutup yok edeceği gibi hususlar göz önüne alınarak söz konusu tesisin yapılmasını istemiyoruz. Düzyayla köyünde planlanan Bazalt Taş Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi projesinden derhal vazgeçilmelidir.

Göz göre göre yaşam alanlarımız ve su kaynaklarımız yok ediliyor. Bu zulme hep birlikte dur diyelim” açıklamasında bulundu.

(Haber Merkezi)