Hayvancılığın önemli bir geçim kaynağı olduğu Bingöl’de, küçükbaş hayvan sayısında son yıllarda belirgin bir düşüş yaşandığı gözlemleniyor. Genç nüfusun şehir merkezlerine göç etmesi ve yurtdışında çalışma arayışları, kırsal kesimde hayvancılıkla ilgilenenlerin sayısını azalttı. Bu düşüş, küçükbaş hayvancılığın geleceği ve yerel üretim üzerinde kaygılara yol açarken, çoban eksikliği de önemli bir sorun olarak öne çıkıyor.

Bakan Kurum: Kiğı’da 3 Yarma Arama İçin ÇED Gerekli Değildir Kararı Verildi Bakan Kurum: Kiğı’da 3 Yarma Arama İçin ÇED Gerekli Değildir Kararı Verildi

Bingöl’de Çoban Sıkıntısı Üreticiyi Zorluyor

Bingöl İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ali Kaysadu, konuya ilişkin yaptığı açıklamalarda, birinci sorun olarak çoban sıkıntısının öne çıktığını belirtti. Kaysadu, "Gençlerimiz bu işe ilgi göstermiyor, genelde Avrupa'ya gidip geçimini oradan sağlamayı tercih ediyorlar. Eskiden 100-200 koyun bir ailenin geçimini sağlayabiliyordu, ancak günümüzde bu miktarın sağladığı gelir, gençlerimizi tatmin etmiyor. Çobanlık çok zor bir meslek. Çobanlar yaz-kış demeden gece-gündüz çalışmak zorundalar. Küçükbaş hayvancılık dolaşım gerektiriyor; her sezon farklı bölgelerde olmak, iklim değişikliklerine göre hareket etmek gerekiyor. Özellikle bu aylarda, yüksek rakımlı bölgelerde kar yağışı yoğun olacağı için üreticiler Güneydoğu’nun daha ılıman iklimine doğru göç ediyorlar. İlkbaharda hava ısınınca tekrar merkezlere, sonra en yüksek rakımlara çıkıyorlar" dedi.

Kaysadu, "Bizler, emek verip gece gündüz çalışarak üretim yapıyoruz, bu ülkenin gıda ihtiyacını karşılıyoruz. Süt ürünleri gibi temel gıdalar bizim emeğimizle sofralara geliyor. Ancak genç nesil bu işe ilgi göstermediği için küçükbaş hayvancılık ve koyun sütü üretimi ciddi anlamda tehlikede. Eskiden kadınlarımız bu işleri yapıyordu; bugün ise gençlerimiz hayvancılık yapmayı düşünmüyor" dedi.

Devlet Desteği Yetersiz, Gençler Çobanlık İçin Teşvik Edilmeli

Devletin verdiği desteklerin olduğunu ancak bu desteğin yetersiz kaldığını vurgulayan Kaysadu, "Özellikle doğrudan destekler anlamında katkılar sağlanıyor. Bizim yürüttüğümüz projeler ise hayvanların verim düzeyini artırmak, ırklarını iyileştirmek üzerine. Bu çalışmalara 'ıslah' diyoruz ve her projede yaklaşık 6.300 hayvan bulunuyor. Her bir projenin başında deneyimli teknik personel, veteriner hekimler, ziraat mühendisleri ve hayvan teknikerleri görev yapıyor. Bu projelerle üreticilerimize ekonomik katkı sağlıyoruz, ancak devletin verdiği destekler bu işletmeleri ayakta tutmakta yeterli olmuyor. Şu an bir çobanın maliyeti 50.000 TL’den aşağı değil. Hatta kaçak çalışan Afganlar bile 50.000 TL talep ediyor, yerli çobanların ise maaşı 55-60.000 TL seviyesine çıkıyor. Devletin hayvan başına sağladığı 200 TL’lik destek bu maliyeti karşılamaya yetmiyor. 200 hayvan için yıllık 40-50.000 TL destek sağlanıyor, bu miktar bir çobanın bir aylık geçimini bile zor karşılıyor. Devletin çoban desteği kapsamında verdiği 36.000 TL ise sigorta priminin bir kısmını karşılıyor; ancak bu, çobanın 12 ay boyunca süren çalışmasının sadece 5 ayını kapsıyor. Geriye kalan 7 ay ne olacak?" dedi.

Ayrıca, gençlerin köylerde kalarak çobanlık yapmaya teşvik edilmesi gerektiğini belirten Kaysadu, "Maalesef köylerde kalan gençler, İşkur gibi programlar aracılığıyla merkeze çekiliyor, köylerde iş gücü kalmıyor. Bu da hayvancılık yapan üreticileri zora sokuyor" diye konuştu. Taşımalı eğitimin de köylerin boşalmasında etkili bir faktör olduğuna dikkat çeken Kaysadu, "Köyde bir çocuk liseye gitmek için merkeze taşınmak zorunda kalıyor. Bu yüzden aileler de merkeze taşınıyor, köylerdeki iş gücü azalıyor, hayvancılık yapmak zorlaşıyor" dedi. Kaysadu, bu sorunun çözümü için köyde kalanların orada kalması adına gerekli tüm imkânların sağlanması gerekiyor. Köylerde doğalgaz altyapısının sağlanmasının köylerin cazibesini artırabilir. Aileler doğalgaz olmaması nedeniyle merkeze taşınmayı tercih ediyor. Merkezde doğalgazla ısınmak daha ekonomik ve kolayken, köyde yüksek maliyetli yakacak teminiyle uğraşmak zorunda kalıyorlar" dedi.

Geçen yıl ile bu yıl arasında Bingöl'de 45.000 küçükbaş hayvan kaybettiklerini belirten Kaysadu, "Bu durum gerçekten içimizi acıtıyor. 2010 yılında 260.000 olan küçükbaş hayvan sayısını büyük çabalarla 600.000’e çıkardık, ancak bu kazanımların geri gitmesine razı değiliz. Devletin bu konularda adımlar atması, köylerde yaşamayı cazip hale getirecek destekler sağlaması gerekiyor" diye konuştu.

Mazot ve Nakliye Maliyetleri Üreticiyi Zorluyor

Tarım ve hayvancılık sektöründeki en büyük maliyet artışlarından birinin de mazot fiyatlarında yaşandığını dile getiren Kaysadu, "Şu anda mazotun litresi 45 TL. Tarım makineleri ve traktörlerle çalışan üreticilerle, özel araç kullananlar aynı fiyatı ödüyor. Bu durumda, tarım üreticileri için büyük bir yük oluşuyor. Tarımda kullanılan mazota en azından indirim yapılmalı ki, üretici bu maliyetin altından kalkabilsin" dedi.

Nakliye maliyetlerinin de ciddi bir sorun olduğunu belirten Kaysadu, "Bu yıl, birçok tarım ürünü tarlada kaldı. Örneğin, karpuzlar tarlada bedava verilmesine rağmen, yüksek nakliye maliyetleri yüzünden pazara ulaşamadı. Üretici için nakliye maliyeti 10 TL’yi buluyor, ancak pazara gittiğinde ürün aynı fiyata bile satılamıyor" dedi. Bu maliyet artışlarının Bingöl’de küçükbaş hayvancılık sektörünü de vurduğunu belirten Kaysadu, "Şu anda kuzu kesim fiyatı 360 TL iken, marketlerde 500 TL’den aşağı kuzu eti bulmak mümkün değil. Büyük şehirlere gittiğinizde bu fiyat 700-800 TL’ye kadar çıkıyor. Biz üreticiler olarak çok düşük kârlarla çalışırken, aradaki aracılar fahiş fiyat farkları koyarak tüketiciyi mağdur ediyor. Bu duruma bir sınırlama getirilmeli. Tüketiciye de üreticiye de mağduriyet yaşatmadan, aradaki bu uçurumun kapanması için devletin bir çözüm bulması gerekiyor. Biz üreticiler olarak emeğimizin karşılığını almak istiyoruz; aynı zamanda tüketicilerin de makul fiyatlarla et ve diğer tarım ürünlerine ulaşmasını diliyoruz" dedi.

Üç Bakanlık, Afgan Çobanların İstihdamı İçin Ortak Çalışma Başlattı

Çoban sorununun ortadan kaldırılması için şu anda üç bakanlığın birlikte çalıştığını belirten Kaysadu, "İçişleri Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı ve Orman Bakanlığı, Afgan çobanların istihdam edilmesi konusunda adımlar atıyor. Türkiye ile Afganistan arasında yapılacak anlaşmalarla, çobanlık alanında iş gücü desteği sağlanması planlanıyor. Almanya'nın 1970’lerde Türk işçilerini kabul etmesi gibi, Türkiye de Afgan çobanları belirli iş alanlarında istihdam etmeyi hedefliyor" dedi.

Kaynak: STAJYER MUHABİR HASRET DAYANIR