Gündem

Bingöl'de “Kenger Sakızı Yapımı” Kayıt Altına Alınacak

Bingöl’de şuana kadar 6 adet kültürel mirasın kayıt altına alınmasını sağlayan Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması İl Tespit Kurulu, “kenger sakızı yapımı”nın da kayıt altına alınması için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvuruda bulunacak.

Abone Ol

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu olan UNESCO tarafından kültürel mirasın korunması, desteklenmesi amacıyla hazırlanan Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması (SOKÜM) Sözleşmesi kapsamında illerin kültürel mirasları kayıt altına alınıyor. Bu kapsamda İl Kültür ve Turizm Müdürü Selahattin Yazar başkanlığında oluşturulan Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması İl Tespit Kurulu, Bingöl’de günümüze kadar aktarılan kültürel değerlerin kayıt altına alınması ve gelecek nesillere aktarılması için çalışmalar yürütüyor.

6 ADET KÜLTÜREL MİRAS KAYIT ALTINA ALINDI

İl Kültür ve Turizm Müdürü Selahattin Yazar, İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Fahrettin Önalan, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Folklor Araştırmacısı Seda Küçükbilezikçi Kılıç, Bingöl Üniversitesinden araştırmacı Abdullah Demir, Doç. Dr. Ömer Tokuş, Gazeteci Ömer Şanlı, Bingöl Halk Eğitim Merkezi Müdür Yardımcısı Songül Duzcu ve Hasan Berdibek’ten oluşan komisyon, bugüne kadar 6 kültürel mirasın kayıt altına alınmasını sağladı.
Bingöl’de şuana kadar; palas yapımı, cacim yapımı, kara çarşamba geleneği, kartal oyunu, Sancak Balıklı Göl ve Bingöl’ün arıcılık ve bal kültürü, kültürel miras olarak ulusal envantere kaydedildi.

KENGER SAKIZI YAPIMI, ULUSAL ENVATTERE KAYIT İÇİN BAKANLIĞA SUNULACAK

SOKÜM İl Tespit Kurulu, Bingöl’de ilkbahar ile birlikte yetişen kenger bitkisinden sakız yapımını kayıt altına almak ve SOKÜM ulusal envanterine eklenmesini sağlamak için çalışma yapılması kararı aldı. Kenger sakızı yapımı ile ilgili süreç, bir rapor halinde hazırlanarak Kültür ve Turizm Bakanlığına sunulacak. Bakanlığın değerlendirilmesinin ardından uygun bulunması halinde kenger sakızı yapımı, Bingöl adına SOKÜM envanterine kaydedilecek.

KENGER SAKIZI NASIL YAPILIR?

Kenger sakızı; Bingöl’de nisan ve mayıs aylarında doğal olarak yetişen kenger bitkisinden elde edilir. 
Kenger bitkisinin kökü çapraz şekilde kesilerek sakız olacak sıvının akışı sağlanır. Bir gün boyunca kuruması beklenen sıvı, ertesi gün toplanarak sakız haline getirilir. Kenger sakızı, tamamen katkısız ve doğal olarak elde edilir.

PEPUK KUŞU EFSANESİ

Pepuk kuşu efsanesi, Bingöl ile birlikte bazı bölge illerinde geçer. Vakti zamanda küçük bir dağ köyünde anne baba ile iki çocuğu yaşarmış. Çocuklarının biri erkek diğeri de kızmış. Günün birinde anneleri aniden rahatsızlanıp ölünce ailenin tüm neşesi, huzuru, mutluluğu üzüntüye çevirip yok olmuş. Bir müddet sonra evde aş pişirecek kimsesi olmadığı için babaları yeniden evlenmek zorunda kalmış. Üvey anneleri çocukları hiç sevmez, onlara düşmanca davranırmış. Fırsat buldukça kötülük eder, elinden gelen her zulmü yapmaktan geri durmazmış.
Babalarının evde olmadığı bir bahar günü, üvey anneleri iki kardeşe torba ve bıçak vererek, dağa kenger toplamaya göndermiş. İki kardeş sabah erkenden evden ayrılarak kenger toplamak için dağın yolunu tutmuşlar. Abla bir bir topladığı kengerleri kardeşinin sırtında taşıdığı torbaya koyarmış ve böylece hava kararmaya başlayıncaya kadar kenger toplamışlar. Artık köye dönmek üzereyken Abla, kardeşinin sırtında taşıdığı torbanın dolup dolmadığını anlamak için torbayı yere indirip bakmış ki ne görsün, torbada bir tek kenger yok.
Bu duruma şaşıran ablası; “Sabahtan beri topladığımız kengerleri gizli gizli yedin değil mi? Biz şimdi eve nasıl döneriz? Üvey annemiz bizi öldürür” deyip çıkışmış kardeşine.
Kardeşi ise “Hayır abla, bana yemem için verdiğin bir tek kengerin dışında yemin olsun ki yemedim!” demiş. Ancak ablasını bir türlü inandıramamış. “Abla eğer hala bana inanmıyorsan istersen karnımı aç da bak!” demiş. Ablası almış bıçağı karnını yarmış bakmış ki kendisinin verdiği bir kengerin dışında midesi bomboş kardeşinin, meğerse kengerleri o yememiş. Kardeşi doğru söylemiş.
Kardeşinin karnını dikmeye çalışmışsa da kardeşi oracıkta ölmüş. Gidip torbaya tekrar bakmış ki torbanın dibi delik ve sabahtan bu yana topladıkları kengerlerin döküldüğünü anlamış. Meğer üvey anneleri onlara (akşam kötülük etsin diye) dibi delik torbayı vermiş. Kardeşine inanmamakla hata yapıp onun ölümüne sebep olan abla, bu acı ve vicdan azabıyla neye uğradığını şaşırmış ve kardeşini dağ başına gömmüş.
Kardeşine inanmamakla hata yapıp onun ölümüne sebep olan abla, bu acı ve vicdan azabıyla Allah’a yalvarmaya, dua etmeye başlamış. “Allah’ım beni pepuk kuşu yap bu dağlara sal ki, dünya döndükçe kardeşimin yasını tutayım“ demiş. O anda kızın dileği kabul olmuş, genç kız o gece, pepuk kuşu olmuş ve gidip kardeşinin başucundaki ağaca konup hep kardeşi için seslenip durmuş. O günden sonra bu kız, pepuk kuşu olarak dağlarda dolaşarak, kardeşini öldürdüğünü herkese duyurmaya çalışır.
Abdulkadir BEĞSARI