Cemre, Türk ve Altay halk kültürlerinde baharın gelişini simgelerken, Arap göçebe kültüründe de önemli bir yer tutar. Arap göçebeleri, havalar ısındıkça yüksek yerlerde yaşarken, kış aylarında düzlük alanlarda yaşamayı tercih ederlerdi. Bu dönemde, küçükbaş hayvanlar ve develer için üç ayrı ateş yakılır ve her hafta bir ateş sırasıyla söndürülerek havanın ısındığına inanılırdı. Cemre'nin düşüş sırası ise halk arasında önce havanın, sonra suyun ve en son toprağın ısındığı şeklinde kabul edilir. Ancak, meteorolojik verilerde bu sıralama farklıdır; güneş ışınları önce toprağı, ardından havayı ısıtır ve su en son ısınır.

Cemre'nin Türk kültüründeki yeri de büyüktür. Osmanlı döneminde Divan şairleri, cemre zamanlarında övgü şiirleri yazmışlardır. Bu şiirlere ‘Cemreviye’ denir. Ancak cemre düşüşü, her zaman hava ısınmasıyla sonuçlanmaz. Zira bazen cemre düşüşüyle birlikte hava soğuyabilir, tıpkı bu yıl İstanbul'da olduğu gibi. Cemre, kültürel anlamının yanı sıra meteorolojik olarak da halk arasında dikkatle izlenen bir olgudur.

Tunceli'de Yola Düşen Taşları 112 Ekibi Kaldırdı Tunceli'de Yola Düşen Taşları 112 Ekibi Kaldırdı