“Doğu Anadolu Fayı’nda Oluşabilecek Depremi Bingöl’de Bekliyoruz”

Bingöl Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Kenan Akbayram, ‘Bingöl Deprem Çalıştayı’nda “Bingöl Üniversitesi Enerji, Çevre ve Doğal Afet Araştırmaları Merkezinin Bingöl’de Yürüttüğü Sismik Tehlike Çalışmaları” başlıklı sunum yaptı.

Türkiye’de iki büyük fay hattının bulunduğunu belirten Akbayram, “Bunlardan bir tanesi Kuzey Anadolu Fay Zonu, diğeri de Doğu Anadolu Fay Zonu. Bu iki fayın birleşim yerinin Bingöl’ün Karlıova İlçesi olduğunu biliyoruz. Buradan güneye doğru ilerleyen Varto fay zonu var. Hemen güneyimizde Lice’den geçen ve Kahramanmaraş’a kadar devam eden faylar var. Bunlar hep aktif fay kuşakları. Bunlar bizim için çok önemli kuşaklar, bu faylar maalesef bu bölgenin deprem tehlikesini anlatıyor” dedi.

“DOĞU ANADOLU FAYI’NDA OLUŞABİLECEK DEPREMİ BİNGÖL’DE BEKLİYORUZ”

Uzmanların sık sık işaret ettiği Yedisu sismik boşluğu hakkında bilgi veren Akbayram, “Yedisu’da ve Marmara Denizi’nde bazı fayların kırılmadığını görüyoruz. Doğu Anadolu Fayına baktığımızda, Kahramanmaraş depreminde Çelikhan’dan başlayarak Antakya’ya kadar giden 300 kilometrelik kesimde beklenmeyen büyüklükte bir deprem oldu. Bingöl açısından baktığımızda, Kahramanmaraş sismik boşluğu, Doğu Anadolu Sismik boşluğu doldu diyebiliriz. Burada ne kaldı, sadece Bingöl sismik boşluğu kaldı. Yani Doğu Anadolu Fayı’nda oluşabilecek yeni depremi burada, Bingöl’de bekliyoruz” diye konuştu.

“ÇEVRE FELAKETİ OLUŞABİLİR”

Bingöl’de olabilecek büyük depremin bölgede çevre felaketine de neden olabileceğini ifade eden Akbayram, şunları söyledi, “Burada oluşabilecek herhangi bir deprem felaketi, aynen Kahramanmaraş depremi sonrasında olduğu gibi bölgesel çevre felaketine dönüşür. Neden derseniz, eski binalar yıkıldığında, bunların içerisinde asbest gibi zehirli şeyler var, yalıtım için falan kullanılmış. Bunlar sulara, havaya karışıyor. Bunun da, Ortadoğu’nun en önemli Mezopotamya Ovasını besleyen su kaynaklarının çıkış noktasını kirleten bir etkisi olabilir. Eğer biz riski ve yıkımları azaltmazsak bir çevre felaketi oluşabilir.”

Abdulkadir BEĞSARI