İYİ Parti Edirne İl Başkanı: Bu yapılan artış adil değil İYİ Parti Edirne İl Başkanı: Bu yapılan artış adil değil

Günümüzde çalışma hayatının; hızla değişen ekonomik, teknolojik ve sosyal dinamiklerle karşı karşıya olduğunu ifade eden Korkutata, şunları söyledi; “Dijitalleşme, yapay zekâ, otomasyon gibi faktörler çalışma hayatındaki rolleri ve beceri gereksinimlerini yeniden tanımlıyor. Bu anlamda günümüz itibarıyla gerçek bir dönüşümün içerisindeyiz. Bu dönüşümün çalışanları nasıl etkilediğini, iş gücü piyasasında hangi alanlarda yeni fırsatlar ve hangi alanlarda tehditler oluşturduğunu anlamak geleceğe dair stratejiler belirlemede kritik öneme sahiptir. Yeni bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi, robotik teknolojilerin yaygınlaşması, birçok hizmetin, üretimin ve teslimatın platformlar aracılığıyla yapılmasının olanaklı hâle gelmesi 2000’li yılların başlarında yeni bir ekonomi biçimi olan platform ekonomisini ortaya çıkarmıştır. Böylece, bir internet bağlantısına sahip olan herhangi biri dünyanın her yerinden çalışabilir hâle gelmiştir. İşletmelerin, bireylerin tam olarak ihtiyaç duyduklarında çalışanlara, hizmetlere ve mallara kolay bir şekilde erişme imkânı sunan, aracılık hizmeti yapan platformlara ise dijital emek platformu denilmektedir. Dijital emek platformlarında müşteri, platform çalışanı ve platform sağlayıcısı arasında üçlü bir ilişki vardır. Ülkemizde dijital emek platformu çalışma biçimi yaygın olmamakla birlikte çeşitli örneklerine rastlamak mümkündür.
Değerli milletvekilleri, tipik istihdam modelleriyle istihdam edilmeleri güç kişiler dijital emek platformu aracılığıyla çalışma hayatına dâhil olabilmektedir. Diğer ülkelerdeki uygulamalarla benzer şekilde mevzuatımızdaki düzenlemeler ve kararlılık kazanmış yargı kararları birlikte değerlendirildiğinde iş ilişkisinin kurulmasında iş görme, ücret ve bağımlılık unsurlarının bir arada olması gerekmektedir. Bu 3 unsurun oluşması hâlinde bir iş ilişkisinin varlığı ortaya çıkmakta olup iş ilişkisiyle çalışan kişi de işçi statüsünde değerlendirilmektedir. Bu durumda dijital emek platformları aracılığıyla çalışanların öncelikli olarak gerçek bir kişi mi yoksa tüzel kişi mi olduğuna bakılması, diğer aşamada ise yukarıda bahsi geçen iş ilişkisinin unsurlarının oluşup oluşmadığına bakılması gerekmektedir. Diğer taraftan, motokuryeler ise bir iş sözleşmesiyle işverene bağlı olarak çalışmaları durumunda İş Kanunu’na tabi olmaktadırlar.
Bu bakımdan işçi olarak istihdam edilen motokuryeler İş Kanunu’nda yer alan çalışma süreleri, yıllık ücretli izin, ücret vesair hükümler çerçevesinde çalışmalarını gerçekleştirmekte, sendikal örgütlenme ve toplu iş sözleşmesinden yararlanılmasında herhangi bir farklı uygulama bulunmamakta, iş sağlığı ve güvenliği bakımından yürürlükte olan mevzuatın eksiksiz bir biçimde uygulanması gerekmektedir. Esnaf kurye olarak çalışanlar kendi namı adına şirket kurmakta, Sosyal Güvenlik mevzuatına göre de kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan 4/B’li yani eski adıyla BAĞ-KUR’lu olarak çalışabilmektedirler. Ancak kayıt dışı çalışmamaları kaydıyla esnaf kuryeler sosyal güvenceye sahip olup 4/B’li sigortalıların tüm haklarına sahiptirler. Yaşadığımız dönüşümün merkezinde her zaman insan ve emek olmalıdır. İnsan onurunu koruyarak adil çalışma koşullarını sağlayarak ve çalışanların haklarını güvence altına alarak bu dönüşümü yönlendirmeye bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz.”
(Haber Merkezi)