Muş’un merkeze bağlı Bilek Köyü’nde yaşayan kadınlar, zorlu coğrafya ve iklim koşullarına rağmen yıllardır sürdürdükleri hayvancılık faaliyetleriyle hem ev ekonomisine katkı sağlıyor hem de insan azmini gözler önüne seriyor. Her gün sabahın erken saatlerinde başlayan bu zorlu mesai, kilometrelerce süren yolculukla başlıyor.
Köyden yaklaşık 8 kilometre uzaklıktaki yaylada otlatılan koyunların sağımı için sabah saat 09.00 civarında hazırlıklara başlayan berivanlar, süt bidonlarını alıp at sırtında dağ yollarına düşüyor. Dağlık ve engebeli arazide saatlerce yol alan kadınlar, kavurucu sıcaklara ya da aniden bastıran yağmurlara aldırış etmeden yaylaya ulaşıyor. Burada saatlerce koyun sağan kadınlar, aynı yolu tekrar kat ederek köylerine dönüyor.
Altı çocuk annesi Emine Demir, bu zahmetli yolculuğun günlük bir rutin haline geldiğini anlatırken, “Sabah 09.30 gibi köyden yola çıkıyoruz, öğleden sonra 14.30 gibi geri dönüyoruz. Güneşin altında koyunlarımızı sağıyoruz, bazen arkadaşlarımız attan düşüp yaralanıyor. Yol çok kötü, atlar bile çıkmakta zorlanıyor” diyerek yaşadıkları zorluklara dikkat çekti.
Yaylada hayvancılık yapan Cemal Demirci ise kadınların azmine hayran kaldığını ifade ederek, “Kadınlarımız 2-3 saat boyunca at sırtında bu zorlu yaylaya ulaşıyor. Süt sağımı yapıyorlar, ardından bu sütlerden peynir ve yoğurt üretiyorlar. Ancak hem yol hem de su kaynaklarının yetersizliği işleri oldukça zorlaştırıyor” dedi.
Muş’un doğal güzellikleri arasında yürütülen bu emek dolu yaşam, sadece doğayla değil, hayatın zorluklarıyla da verilen bir mücadelenin hikâyesi olarak öne çıkıyor. Bilekli kadınların bu kararlılığı, bölgedeki hayvancılığın da temel direklerinden biri olmaya devam ediyor.
İHA