DEM Parti Bingöl Milletvekili Ömer Faruk Hülakü, meclis genel kurulunda yaptığı konuşmada, deprem hazırlıklarının yetersizliğini ve sosyal yardımları gündeme getirdi.

Erişilebilir Yaşam Haktır, Lütuf Değil! Erişilebilir Yaşam Haktır, Lütuf Değil!

“HERKESİN DİLİNDE AYNI EZBER TEKRARLANIP DURUYOR”

Türkiye bir deprem ülkesi olduğunu belirten Hülakü, İstanbul'da, Kütahya'da, Elâzığ'da, Bingöl'de her an deprem yaşandığını ifade etti. “Bingöl depreme hazır mı?” diye soran Hülakü, şunları söyledi; ““İnsanlar her güne fay hatlarının gölgesinde, bir felaketin korkusuyla başlıyor. İşte, bu fay hatlarının ve felaket senaryolarının göbeğinde Bingöl duruyor. Bütün uzmanlar Yedisu Fay Hattı'nda her an 7'nin üzerinde bir deprem beklerken Bingöl halkı adına buradan soruyorum: Bingöl depreme hazır mı? Mesela, mevcut yapı stokunun depreme dayanıklı olup olmadığı belirlendi mi? Aktif fay hatlarına göre imar planları revize edildi mi? Bingöl'ün deprem senaryosu hazırlandı mı? Bu sorulara verilen bir cevap yok, bu soruların cevabına dair bir hazırlık dahi yok. Valisinden belediye başkanına, iktidar vekillerinden idari yöneticilere kadar herkesin dilinde aynı ezber tekrarlanıp duruyor: Bingöl'ün yapı stokunun yüzde 70'inden fazlası yenilenmiştir. Ama bu ezbere dair ne bir delil var ne de bir çalışma emaresi. Hamasetle Bingöl halkını oyalamaya devam eden bir anlayış şehri yönetiyor. Bakın, hiçbir envanter sunamıyorsunuz. Onun için depreme hazır olmayan bir kente "Depreme hazırdır." demeyin, yoksa bu enkazın altında önce siz kalırsınız.”

“BİNGÖL’ÜN 7 İLÇESİNDEN HİÇBİRİ DEPREME HAZIR DEĞİL”

Bingöl’ün 7 ilçesinden hiçbirinin depreme hazır olmadığını dile getiren Hülakü, “aynı anlayış Bingöl'ü sadece merkez ilçeden ibaret zannediyor. Bingöl'ün yedi ilçesinin hiçbiri depreme hazır değil. Bakın, Bingöl'ün değil, Türkiye'nin en riskli ilçesi Yedisu ile Karlıova ilçelerimizdir. Yedisu ilçesine sadece tek şeritli bir yolla ulaşılıyor, ilçenin dış dünyayla tek bağı da bu yoldur. Depremde bu yol çökerse Yedisu'ya ulaşmak mümkün olmayacak. alternatif yollar, köyler için acil durum planları yok. Yedisu halkı kaderine terk edilmiş durumdadır” diye konuştu.

“BİZ ENKAZ ALTINDA ‘SESİMİZİ DUYAN VAR MI?’ DİYE BAĞIRMAK İSTEMİYORUZ”

Bingöl’de deprem korkusunun her evde hakim olduğunu vurgulayan Milletvekili Hülakü, şu ifadeleri kullandı; “Şehir merkezinde binaların yüzde 75'inin yenilendiği söyleniyor ancak bu binaların dayanıklılığına dair şeffaf bir rapor yok. Deprem Yönetmeliği'ne uygunluk denetimleri yapılmış mı bilinmiyor. Bu sessizlik güvensizliği büyütüyor. Bingöl'de insanlar hangi binanın altında kalacağını bilmeden yaşıyor. Korku her sokakta, her evde kol geziyor. İlçelerde, köylerde depreme dair hiçbir hazırlık yok. Ne bir acil durum planına ne de halkı bilinçlendirmeye dair tek bir çalışma emaresi yok. Eğer bu işin sorumluları bilmiyorsa buradan kendilerine söyleyelim; deprem sadece bir şehrin merkezini değil, ilçeleri ve köylerini de etkileyecektir. Açıkçası, Bingöl halkını depremden daha çok iktidarın ve yetkililerin sessizliği ve sorumsuzluğu korkutuyor. Bu vurdumduymazlık Bingöl halkının hayatını hiçe saymaktan başka bir şey değildir. Biz enkaz altında "Sesimizi duyan var mı?" diye bağırmak istemiyoruz, biz buradan söylüyoruz: Sesimizi duyun, Bingöl depreme hazır değildir.

“BİNGÖL’DE HER 4 HANEDEN BİRİ YARDIMA MUHTAÇ HALDE”

Konuşmasında Bingöl’de dağıtılan sosyal yardımlara da değinen Hülakü, şunları söyledi; “Bir diğer konu da Bingöl Valiliği Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaptı. Bu açıklamaya göre, mart ayında 17.757 hane 80 milyon 700 bin TL maddi yardım talebinde bulunmuştu. Manşet çok büyük: 80 milyon. Peki, gerçek ne? Gerçek, Bingöl halkı yoksullukla terbiye ediliyor. Gerçek, Bingöl'de her 4 haneden 1'i yardıma muhtaç hâlde. Hane başına düşen para ortalama 4.500 lira. 4.500 lirayla bugün Bingöl'de bir evin kirasının yarısı dahi ödenmiyor. 4.500 lirayla 5 kilo et dahi alınamıyor. İşte, iktidarın sadaka kültürünün memleketi getirdiği hâl budur. Bu yoksulluktan utanmanız gerekirken siz bununla övünüyor ve utanmadan bunun propagandasını yapıyorsunuz. Bir yanda yoksulluğa mahkûm edilen binlerce hane, diğer yanda adaletsiz ekonomi politikalarıyla zenginleşen yandaş sermaye. Bu tablo halkımızın kaderi değil, yanlış politikaların sonucudur. Bingöl halkı bu yoksulluğu değil, onurlu bir yaşamı, güvenli bir geleceği hak ediyor ve Bingöl halkı yardım kuyruklarında değil, emeğe ve üretime dayalı, öznesi olduğu bir ekonomik geçim kültürüne layıktır.”

(Haber Merkezi)