Ak Parti Bingöl Milletvekili Zeki Korkutata, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesi üzerine meclis genel kurulunda yaptığı konuşmada, AK Parti hükümetlerinin, çalışma hayatında insanı merkeze alan, emeği büyümenin asli unsuru kabul eden, sosyal devleti kâğıt üzerinde değil, hayatın tam ortasında inşa eden bir anlayışla yol yürüdüğünü belirterek, bu bütçenin de bu anlayışın bir tezahürü olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin, istihdam politikalarında artık pasif bir izleyici değil, aktif bir yönlendirici olduğunu belirten Korkutata, “İŞKUR, bugün, sadece iş bulan bir kurum değil, gençleri iş hayatına hazırlayan, kadınları üretime katan, engellileri hayata bağlayan güçlü bir istihdam mimarisidir. Burada, iş arayanla işvereni buluşturan ama bununla yetinmeyen, nitelik kazandıran, meslek edindiren, girişimciliği destekleyen bir sistem kurulmuştur. Bugün Türkiye'de istihdam sadece sayı olarak değil, kalite olarak da büyümektedir” dedi.
“SOSYAL DEVLET ZOR ZAMANLARDA KENDİNİ GÖSTERİR”
AK Parti’nin daima vatandaşın yanında durduğunu ifade eden Korkutata, şunları söyledi; “sosyal devlet zor zamanlarda kendini gösterir. İşini kaybeden vatandaşını yalnız bırakan bir devlet güçlü devlet değildir. AK Parti "İşsiz kaldın, kaderine razı ol." diyen bir anlayışı reddetmiştir. İşsizlik sigortasıyla, nakdî desteklerle, kriz ve afet dönemlerinde sağlanan korumalarla vatandaşının daima yanında durmuştur.
Pandemide de durduk, depremde de durduk çünkü biz sosyal korumayı bir lütuf değil, bir hak olarak gördük. Engelli kardeşlerimiz, kadınlarımız, gençlerimiz, uzun süre işsiz kalan vatandaşlarımız, hepsi için ayrı politikalar geliştirdik. İş kulüpleriyle, danışmanlık hizmetleriyle, bire bir rehberlikle kimseyi sistemin dışında bırakmadık. Bu yaklaşım şunu gösteriyor: AK Parti için istihdam sadece ekonomi başlığı değil adalet başlığıdır, insan onuru başlığıdır.”
“ÜRETİM EKOSİSTEMİ GÜÇLENDİRİLDİ”
Sosyal güvenlik alanında sessiz bir devrim gerçekleştirildiğini belirten Korkutata, “çalışan sayısı artmış, sosyal güvenlik şemsiyesi genişlemiş, genel sağlık sigortasıyla milyonlarca insan devlet güvencesi altına alınmıştır. Primini ödeyemedi diye sağlık hizmetinden mahrum kalan Türkiye, geride kalmıştır. Bugün devlet, ihtiyacı olan vatandaşının primini üstlenen bir sosyal vicdanı temsil etmektedir, işverenlerimiz de bu sistemin paydaşıdır. Biz inanıyoruz ki üretim varsa istihdam vardır, istihdam varsa sosyal huzur vardır.
Bu nedenle teşviklerle, desteklerle, prim düzenlemeleriyle üretim ekosistemi güçlendirilmiştir. Türkiye'miz çalışma hayatının her paydaşıyla konuşan, dinleyen ve politika üreten bir yapıya kavuşmuştur. İşveren yalnız bırakılmamış, çalışan ile işveren arasında denge korunmuştur. Çalışanı korurken üreticiyi boğmayan, işvereni desteklerken işçinin hakkını gözeten, büyümeyi önceleyip sosyal adaletten vazgeçmeyen bir dengeden söz ediyoruz; AK Parti'nin farkı tam da budur. Biz büyümeden pay alamayan hiçbir kesim kalmasın diye mücadele eden bir siyasi gelenekten geliyoruz. Biz Anadolu'nun atölyesinden İstanbul'un fabrikasına, Kırşehir'in esnafından Bingöl'ün çiftçisine kadar herkesin alın terine aynı hürmeti gösteren bir vizyona sahibiz.
2026 bütçesiyle kayıt dışı istihdamla mücadele daha güçlü bir altyapıya kavuşacak; mesleki eğitim, sanayi iş birliğiyle gençlerin nitelikli istihdamı daha hızla artacak; emeklilerimizin refahını artıracak destek mekanizmaları güçlenecek; çalışma barışını koruyan sosyal diyalog mekanizmaları daha da kurumsallaşacak, iş sağlığı ve güvenliğinde yapay zekâ destekli erken uyarı sistemleri devreye alınacak; sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini sağlayacak reform adımları uygulanacaktır.
Bu bütçe, emeği koruyan, çalışanı güvence altına alan, işvereni destekleyen, üretimi büyüten, sosyal adaleti tahkim eden bir bütçedir. Çünkü AK Parti olarak biz, çalışma hayatında güçlü Türkiye hedefinden, sosyal devletten, insanı merkeze alan politikalardan geri durmadık, durmayacağız.” diye konuştu.
(Haber Merkezi)




