Bingöl
09 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.24
  • EURO
    34.87
  • ALTIN
    2422.0
  • BIST
    10268.58
  • BTC
    62091.92$

AYNI YERDE DURUYORUZ HATIRLA

24 Şubat 2024, Cumartesi 20:33
AYNI YERDE DURUYORUZ HATIRLA

"Herkesin özlediği, düşlerini kurduğu bir şehir vardır." diyordu filmin bir kesitinde saklı cümlelerden birinde.

"Bizimde yaşama gözlerimizi açtığımız anda  ait olduğumuz bir şehir var.

Bizimde kesme taşlardan örülmüş yollarının üzerinde oyun oynarken düştüğümüz ve  dizlerimizin kanadığı anlara dair anılarımızın olduğu bir şehir var.

Bizimde temelinde taş, üzeri briket duvarla çevrilmiş, içinde ekonomik şartlar nedeniyle şimdi almakta zorlandığımız elma, armut, kayısı, vişne, ayva ve şeftali gibi bir çok meyve ağacının olduğu bahçelerin, domates, biber, salatalık ve fasulye yetiştirilen  bostanların ekildiği zamanlara ait bir şehrimiz var. 

Bizimde tek katlı toprak damlı evlerin kehribar tesbih taneleri gibi dizildiği sokaklarımızın olduğu bir şehrimiz var.

Bizimde depreme karşı omuz omuza vermiş tek katlı prefabrik evlerin dizildiği caddelerimizin olduğu bir şehrimiz var.

Bizimde Auer sobaların soğuk kış gecelerinin karanlığını aydınlatan ateş ışığının ve ısısının asilliğinin çıt çıt sesleri ile yankılanan bir şehrimiz var. 

Bizimde şehrimiz var.

Bizimde kültürel ve toplumsal değerlerimiz ile  doğal güzelliklerimizin var olduğu şehrimiz  var.

Bizimde var.

Bizimde, bizimde..." diyerek sayıklıyordu.

Birden uyandı.

Derin uykunun ağırlığı altında gördüğü düşün tesiri ile sayıklamaya devam ediyordu.

"Herkesin özlediği, düşlerini kurduğu bir şehir vardır." diyordu. 

Bizimde özlediğimiz, düşlerini kurduğumuz bir şehir, Bingöl'ümüz var.

Namı diğer Çabakçur ya da Çevlik...

Şair Kemalettin Kamu'ların üzerine şiirler yazdığı, şair Metin Altıok'ların yaşadığı şehir.

Bingöl "Dört dağ içinde" diyerek halayların çekildiği içinde sevda türkülerinin dillendiği şehir...

Abı hayat Suyunun kaynağının olduğu bilinen şehir.

Dünyada Güneşin doğuşu ile ödüllendirilen iki mekândan biri olan şehrimiz.

Doğal, kültürel, toplumsal, sosyal, ekonomik ve psikolojik birçok değerden sözetmek mümkün.

Bu satırların yazılmasında temel belirleyici motivasyon teşbihte hata olmasın Nasrettin Hoca'nın "Hala Bıraktığım Yerde Duruyorsun." fıkrasında dile getirdiği durumun alegorik bir anlatımına denk gelmektedir.  

Hoca ormana oduna gitmiş.

Odunları Karakaçana yüklemiş.

İşi biraz aceleymiş. 

Karakaçana : " Sen var düz yoldan git." demiş. "Yolu biliyorsun.

Nasıl olsa eve varırsın.

Benim işim acele.

Ben en iyisi önden gideyim."

Karakaçana yol veren Hoca, kestirmeden eve gitmiş, başlamış işe.

Akşam olmak üzereymiş. 

Bakmış ki Karakaçan ortalarda yok.

"Varıp bakayım,bizim Karakaçan nerelerde kaldı?" diyerek merakla yola düşmüş Hoca.

Odun kestiği yere kadar yürümüş.

Birde bakmış ki ne görsün? 

Karakaçan, sırtında odunlarla bıraktığı yerde öylece durmuyor mu?

Hoca, Karakaçana yaklaşıp :
 
"Seni gidi seni!" demiş.

 Hâlâ bıraktığım yerde duruyorsun!.."

Nasrettin Hoca'nın güldürürken düşündüren bu fıkrasında alınması gereken dersle. 

Koca Nasrettin Hoca, "bilgimizi artırmalı, kendimizi geliştirmeliyiz.

Olumsuz huy ve davranışlarımız varsa bunlardan kurtulmalı, olumlu anlamda değişmeli ve gelişmeliyiz. 

Değişime açık olmak bizi insan yapan erdemlerden biridir.

Daima gelişmeli ve ilerlemeliyiz." Diyor mealinde.

Bizde zamana ve mekâna sığmamış Nasrettin Hoca gibi bakmalıyız şehrimize.

Geliştirmeli ve ilerletmeliyiz.

Bizimde herkes gibi özlediğimiz, düşlerini kurduğumuz bir şehrimiz var.

Hepimizin doğup büyüdüğü yaşadığı ya da ana / ata yurdu diye hemşehrilik bağı ile bağlı olduğumuz güzel, fakat hakkettiği değerden mahrum kalmış kimsesiz şehrimiz. 

Milattan Önce (M.Ö) 2000'lerden bu yana Mitaniler, M.Ö 1360'yıllarında Hititler, M.Ö 1200 yıllarında Urartular, M.Ö 745 yıllarında Asurlular devamında Med, Pers, Selçuklular, Akkoyunlular, Safeviler ile Osmanlı Devletin'in hakimiyetinde yüzyıllar geçirmiş Bingöl 
Osmanlı Devleti için önemli bir yere sahipmiş. Hem Osmanlı-İran savaşlarında üs olarak kullanılmış hemde ekonomik bakımdan büyük bir önem arzetmekteymiş.

Kanuni Sultan Süleyman zamanında Diyarbakır'a sancak olarak,1874'te ise yapılan idari bir düzenleme ile 1881 Bitlis vilayeti kurularak Çabakçur ve Genç Bitlis vilayetine, Kiğı Erzincan'a, Karlıova Muş'a bağlanmış.

Cumhuriyetin ilanından sonra 1926'da Elazığ,1929 yılında ise Muş iline bağlanarak 1936 yılında vilayet olmuş.1945'te ise il Merkezi olan Çapakçur'un adı Bingöl olarak değiştirilmiştir.                

Dün, bugün ve yarın. 

Bingöl bizim şehrimiz.

Eksiği fazlası ile bizim toprağımız, suyumuz, aşımız.

Sözümüz, adına şiirler yazılan, türküler çığrılan  doğamız. 

Acılarımızın ve sevinçlerimizin mekânı.

Bingöl özlemlerimizin, düşlerimizin şehri.  

Hakkettiği hizmete erişememiş kimsesiz şehrimiz. 

1936' yılında il olmuş, o günden bugüne her yönetimi hiçbir karşılık beklemeden büyük bir yekünle desteklemiş ve hiçbir zaman alamadığı hizmete gönül koymamış şehir.

Bayramdan bayrama, seçimden seçime hatırlanan şehrimiz seçilenleri tarafından hep değeri bilinmiş, önemsenmiştir.

Bu önemsenme sonuçta somut hizmete dönüşmesede seçmenlerin değeri hep bilinmiş ve her seçimde seçmenler bu verilen değeri ödüllendirmistir.

Üç, dört, beş dönem dememiş namzeti olanları birden fazla dönem seçilmelerine vesile olmuştur. 

Bingöl bizim şehrimiz. 

Dünümüz, bugünümüz, çocuklarımızın ve torunlarımızın yarını, geleceği olan şehrimiz. 

Emsalleri arasında ve komşu iller içerisinde hakkettiği değer ve hizmetten mahrum kalan hepimizin özlediği ve düşlediği şehir Bingöl'ümüz...

Çözülmesi gereken sorunlarımızın ve eksiklerimizin hepimiz farkındayız. 

Bingöl'e hizmet edecek anlayış ve yüreğe sahip, "deryada damla misali" katkı sunanların, teveccüh görenlerin hatırlaması temennisiyle.

Yorum Yazın