Bingöl
09 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.25
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2399.8
  • BIST
    10247.75
  • BTC
    61686.18$

BİNGÖL'DE SATRANÇ  -Nurettin Özdaş'ın anısına- 

16 Ocak 2024, Salı 12:28
BİNGÖL'DE SATRANÇ  -Nurettin Özdaş'ın anısına- 

"Satranç tahtasında dünyadaki tüm denizlerde karşılaşacağınız maceralardan daha fazlası vardır." Pierre Mac ORLAN

Satranç uzun bir geçmişi olan kadim bir entelektüel oyundur.

"Satranç spor, bilim ve sanattır."

Eğitim - Öğretimde başarıyı artıran etkisi otoriteleri tarafından ifade ediliyor.

Kişiliğin gelişimine etkisi olduğu biliniyor.  

Mantıklı düşünmeyi sağlıyor, davranışları planlamayı öğretiyor, odaklanma ve konsantrasyonu arttırıyor.

Azimli olmayı teşvik ediyor. 

Satranç oynarken, insan kişiliğinin birçok özelliği kendini gösteriyor, bu nedenle  psikoloji ve pedegojide (eğitimbilim) araştırmaların konusu oluyor.

Araştırmalar sonucunda : 

Kişiliği ve karakteri olumlu yönde etkileyerek gelişmeyi,

Hızlı düşünmeyi ve öngörülü doğru karar almayı,

Özgüven duygusu aşılamayı,

Kendi yeteneklerini tanımayı,

Öğrenme ve kavrama hızını artırmayı,

Başarılı olmayı, sistemli ve disiplinli bir çalışmayı,

Başarısızlıklar karşısında pes etmeyerek daha çok çalışmayı,

Kurallara uymayı, dostça oynamayı, kaybetmeyi kabullenmeyi ve kazananı kutlamayı,

Kişinin sosyalleşmesi ve sağlıklı ilişkiler kurmasını geliştirmeyi ne yönde etkilediği ile ilgili sorulara müspet sonuçlar verildiği dile getiriliyor.

Satranç oyunu iki kişi arasında siyah ve beyaz  altmış dört karelik alan olan satranç tahtası üzerinde otuz iki adet taş ile oynanır. 

Oyuncuların karşılıklı bir hamle yapmasıyla oyun gelişir. 

Oyunun başında beyaz ve siyahların on altı taşı bulunur. 
Bunlar şah, vezir, iki kale, iki fil, iki at ve sekiz piyondan oluşur. 

Oyunun amacı kendi şahını muhafaza ederek rakibinin şahını mat (hareketsiz bırakmak) etmektir.

1886'dan bugüne tüm dünyada yapılan satranç müsabakaları düşünce, planlama ve kombinezonlarla ( oyunculardan birine durum üstünlüğü, taş kazancı veya mat şeklinde bir avantaj sağlayan zorunlu hamleler dizisi) ilerleyen satranç oyunu daha da popüler oldu. 

Bin beş yüz yıllık geçmişi ile  oyun milattan sonra altıncı yüzyılda Kuzey Hindistan'da doğdu.

Araplar İran'ı fethettiğinde, satranç İslam dünyasına, İspanya fetihleri yoluyla Güney Avrupa'ya ulaştı.

Satranç oyunu bulaşıcı bir humma gibi yayılıyordu.

Rusya'ya da bulaşan köklü bir tarihe sahip satranç oyunu arkeolojik kazılarda elde edilen buluntularda da tespit edildi.

Mısır Piramitleri'ndeki kabartmalarda bu oyunun izlerine rastlandı.

Prototipi (ilkörnek) "Çaturanga" ismiyle anılan satrancın Hindistan'dan sonraki yolculuğunda büyük bir hız görülüyor.

Asya, Avrupa ve Ortadoğu'ya yayılıyor.

15.yüzyıla gelindiğinde ise çoğu Avrupa ülkesinde kraliyet oyunu olarak görülüyor.

Zamanla oyunun kurallarında değişiklikler ile son halini 19. yüzyılda alarak günümüze gelmiş, popülerliğini sürdürüyor.

Modern turnuvalar düzenlenerek Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nda doğan ve Modern Satranç'ın kurucusu olan  Wilhelm Steinitz 1886'da yapılan İlk Dünya Satranç Şampiyonası'nda şampiyonluk unvanını alıyor.

20.Yüzyılın ilk çeyreğinde 1924 yılında FİDE (Dünya Satranç Federasyonu) ve 1954'te de TSF (Türkiye Satranç Federasyonu) kurularak 1962'de FİDE'nin üyesi oluyor.

Dünyada ve ülkemizde satranç oyununun hızlı gelişimine ayak uyduramasada Bingöl'de satranç oyunu oynayan elit sayılacak küçük  bir topluluğun varlığından bahsetmek mümkün.

Bingöl Merkez'de sayısı iki elin parmaklarını geçmeyen bazı hemşehrilerimiz rekreasyon (kişinin iş ve ihtiyaçlarından arta kalan zamanda gönüllü olarak yaptığı aktif veya pasif aktivitelerin tümü) zamanlarını satranç oynayarak değerlendiriyor.
Satranç tutkusu yıllardır süren bu kişiler. 

Yılın dört mevsiminde çok acil durumlar dışında rekreasyon zamanlarını satranç oynamayı prensip haline getirmişler. 

Yirmi yıl önce kış mevsiminde hafta sonları ilimizde sabahın erken saatlerinde odun sobasıyla ısıtılan,eski büyük pasajda merdiven altı satranç kıraathanesine gelen vatandaşlar, bir yandan çaylarını yudumlarken bir yandan da satranç oynayarak keyifli zaman geçiriyorlardı.

Özellikle kışın soğuk havanın, yazın ise sıcak havanın etkisini satranç oynarken o küçük mekânda paylaştıkları samimiyetin oluşturdukları dostlukları ile kırıyorlardı.

Her yaş ve meslekten kişilerin olduğu profillerinin,etiketlerinin,makamlarının unutulduğu o mekân ve zamanda tek ölçütün nezaket,sevgi,saygı ve hoşgörünün yanı sıra müthiş ve yerinde yapılan esprilerdi.

Zaman değişti.

Mekân değişti. 

Yirmi yıl önce var olan dostluklar değişmedi.

Tek ölçüt: nezaket,sevgi,saygı ve hoşgörünün yanı sıra müthiş yerinde yapılan espriler değişmedi.

ALLAH rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun.Aralarında takdiri ilahi ile ayrılanlar oldu. Her zaman rahmetle anıyoruz. 

Beklenmedik sağlık sorunlarından ayrılanlar oldu.Tez zamanda acil şifalar diliyoruz  dönsünler diye.
Başka illere gidenler oldu.En yakın tatili iple çekiyorlar ilk teneffüs zilinde gelmek şah ve mat etmek için.

Satranç tutkusu yıllardır sürüyor.

Gencinden yaşlısına oynuyorlar. 

Zamanlarını satranç oynayarak değerlendiriyorlar.

Hem eğleniyorlar.

Hem beyin fırtınası yapıyorlar.

- piyonu sür.

- yok yok vezir çık.

-şah çek.

-ne yapıyorsun vezirin gidecek.

- hop hop açmaz.

- vallahi sen bu oyunu öğrenemedin gitti.Gibi birçok cümle ile espriler,kahkahalar...

 Yengiler kişinin eseri  türkü söyletiyor.

Yenilgiler ise başkasına ait o konuda mütevazi olamıyorlar.

 Yardımlaşma ve dayanışma içinde bir oyunu on kişi oynuyorlar.

Satrancın yeri bambaşka.Onlar için vazgeçilmez bir etkinlik.

"Satranç bir spor,bir sanat,bir bilimdir." 

Belirli kuralları var.

Satranç iki kişi arasında oynanır. 
Ancak "Bingöl'de bu kural geçerli değil diyorlar gülümseyerek."

İstanbul'dan Bingöl'e gelen satranç tutkunu olan iki kişi satranç kıraathanesinin olduğunu duyuyorlar.

Heyecanla geliyorlar.

Oynamaya başlıyorlar.

Oyuncular ilk açılış hamlesini yaptıktan sonra maalesef oyuncular ikinci hamleyi yapmadan oyunu seyreden seyirciler oyunu oynayarak bitiriyorlar. 
Oyunculardan birine soruyorlar oyunu kim aldı diye?

Oyuncu "ilk hamleyi biz yaptık.Ama oyunu seyirciler aldı." diyorlar...

Yorum Yazın