Bingöl
09 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.21
  • EURO
    34.67
  • ALTIN
    2390.3
  • BIST
    10204.91
  • BTC
    61144.08$

RENÇBER AZİZ

06 Ocak 2024, Cumartesi 17:06
RENÇBER AZİZ

"Ey yolcu dur. Otuz iki sene aydınlığın yüzünü görmedim.Aydınlığın değerini bil."

Sesin, insan bedeni, zihni ve ruhu üzerinde etkisi var.

İnsan yaşamı, ruhu üzerinde can sıkıcı nahoş hallerinin yanısıra  insanın hoşuna giden çok güzel duygu ve düşüncelerininde varlığının sebebi,

Sesin kompozisyonu karşısında şaşırmamak elde değil.

"Vay vay vay vay, vay vay ninna vay ninna" diyen sesin yaşamım üzerinde yaratmış olduğu terapik etki bu minvalde hatırımdadır.

O nedenle hatırımda kalan sesin sahibini anmak ve yazmak istedim.

Aşağı Akpınar Köyü'nde (Vusfan) sağlıklı bir bebek olarak dünyaya gelmişti.

Çok güzel ve şirin bir sabiydi.

Değerli anlamına gelen Aziz adını taktılar.

Kızamıktan yaşamını yitirerek cennetin kapısından giren kardeşi Mehmet Hanefi'nin kimliğini verdiler ona.

Baba annesinin yaşanmış anlatımları ile yaşamı şekilleniyordu. 

Vusfan'dan Çapakçur'a göç ettiklerinde üç yaşındaydı.

O zamanlar yaygın olan bir hastalığa yakalandı.

Başındaki yaralar gözünede sirayet etti.

Aziz'in gözleri enfeksiyon kaptı.

Mevsim kış hava muhalefeti acımasızca kendini dayatıyordu.

Talihsizlik, kader Aziz'e sırtını dönmüştü.

Bin dokuz elli beş yılında babasının sırtında doktorun olmadığı Çevlik'te imkanların yetersiz kaldığı bir zaman diliminde tıpta geleneksel yöntemler rağbet görüyordu.

Mikropları yok etmek için yer elması yaprağının öğütülüp şeker ile karışımı ilaç olarak kullanılıyordu.

Ayağı taşa değmişti bir kez. 

O güzel ve şirin çocuk bahtsız Mehmet Hanefi'nin.

Tedavi sürecinin olumsuzluğunu Zeynep Köyü'nde Hatun Teyze yüreği acıyarak dillendirdi.

Hatun Teyze "Aziz bundan böyle asla göremeyecek " demişti.

Aziz'in dünyası karardı.

Güneşin aydınlığından ve renklerin sıcaklığından  mahrum kalacaktı.

Renklerin nasıl olduğunu hiçbir zaman bilemeyecekti.

Sevenlerinin ah  vahları!  ona olan şefkatinden acımaları onu rahatsız ediyordu. 

Çok zeki, hafızası kuvvetliydi.

O hali ile oyunlar oynuyor. 

Kavak ağaçlarına tırmanıyordu. 

Kabına sığmayan tüketilmesi gereken enerji ile yaşıyordu sanki.

Durgun su misali durulduğunda ise,

Daldığı kasvetli düşünceler eşliğinde zaman ilerliyordu.

Asabiydi, bir nefes aldığı tütünün dumanından belliydi aydınlığa olan özlemi,

Düşünüyordu.

Düşüncelerinde sonsuz bir girdapın derinliği seziliyordu. 

Babası onu çok seviyordu.

Ona bir teyp almıştı.

Hafız olmasını istiyordu.

Çok güzel ezan okurdu.

Depremde annesinin yaralanması akabinde onu kaybetmesi Azizi bir daha yıkmıştı. 

Annesinin ardından "Bingöl'de kalamam." Diyerek Elazığ'a gitti.

Bakımlıydı.Giyimine özen gösterir, evden çıkmadan kontrol ettirirdi. 

Renkli gözlüklerini uyurken çıkarırdı.

Aziz'in hafızlığının yanında çoçuk yaşlarda müziğe ilgiside vardı.

Şarkı, türkü söylerdi.

Zamanla Bingöl'e sığmaz oldu yüreği, nehir gibi aktı çoşkunca.

Onun gibi sanatçı kardeşi Hasan Berdibek'le İstanbul'a, oradanda Almanya'ya gitti.

İstanbul'da kardeşi Hasan'la türkülerle konserden konsere koşuyorlardı. 

Altı Nokta Körler Derneĝi'nin her kademesinde görev alan gayretli aktivistlerindendi.

Aziz toplumsal sorunlara karşı da duyarsız değildi.

Bu duyarlılık onun sanatınada yansıdı.

Maküs talihini değiştirmiş, o artık ailesinin, Vusfan'ın, Bingöl'ün bir değeri olarak dünyada kültür elçisi olarak biliniyor kanaatimce.

İşte o, yaşantısı, kişiliği ile tüm sevenlerinin gönlünde sanatıyla zirveyi yakalamıştı, maalesef kader çizgisi müsade etmedi.

O, yaz mevsiminin hüzünlü serin rüzgarlarının yokluğunda bin dokuz yüz seksen sekiz yılının temmuz ayında aramızdan ayrıldı.

Aziz'i anlatmada eksik kalan bu satırlar vesilesi ile Bingöl'ümüzün değeri olan Rençber Aziz "Dılo dılo"yla Bingöl'ü,

"Vay vay vay vay, vay vay ninna vay ninna" ile toplumsal sorunları,

"Çıra çıra'yla"adlı eserleri ile duyarsızlıkları dile getirmiş  Rençber Aziz'i anıyorum.

ALLAH rahmet eylesin.Mekanı cennet olsun.

Yorum Yazın