Bingöl
09 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.21
  • EURO
    34.75
  • ALTIN
    2411.2
  • BIST
    10247.23
  • BTC
    61450.15$

SÖZÜN DEĞERİ

03 Şubat 2024, Cumartesi 14:06
SÖZÜN DEĞERİ

"Yıllar, kırık plaklarda kalmış çok eski türküler gibi geldi geçti." demiş Orhan Kemal.

Mevsimlerin süresinde ve net yaşandığı zamanlardı.

Sonbaharda sararmış ağaç yaprakları  dallarından gücünü kaybetmenin hüznüyle  rüzgarla savrulup düşerdi.

Kışın kâr yağardı ismi ile müsemma.

Tipi beşeriyeti günlerce mahkum bırakırdı evlere.

"Komşuyu komşunun külüne muhtaç" eden anlarda. 

Köy ve mezralardan günlerce haber alınmaz, aralıksız kar yağışının yükü dayanılmaz olunca çığ düşerdi.

Toprak damlı taş yapılı evlerin yoğun kar yağışı nedeniyle göçük altında kaldıkları haberi geçerdi siyah beyaz televizyonların haber saatinde.

Masum çocuklar, anne,baba ve gençliğinin baharında çığ ve göçük altında kalanlara yakılan ağıtlar, insanların yüreğini kanatıyordu.

Mahsur, vaziyeti bilinmez yolcular için birşey yapamamanın çaresizliği, eller sinede ah vah çekilerek dualar ediliyordu.

Soğuk kış günleri tüm kasvetine rağmen akraba, arkadaş ve komşu ziyaretlerinin sıcak çay sohbetleri ile akar giderdi cemrelerin ardından bahar mevsimi istikametinde.

Baharda tabiat canlanıyordu.

Nebatat yeniden doğaya karışıyordu. 

Rengarenk çiçekler açıyordu.

Doğa, toprak güneş ışınlarının cömertliğiyle buharlaşıp ciğerlerini yeniliyordu.

Her neviden hayvan ünlemeleri birbirine karışıyor, huzur veren bir ahenkle müthiş bir sanat icra etmek ister gibi.

Kırkikindi yağmurlarının taneleri daha asil ve daha temiz düşüyordu toprağa yaz mevsimine adım atarken, şimdilerde hasret kaldığımız toprak kokusu adeta yüreğimize dolup taşıyordu gökkuşağının altında. 

Güneş ışınları en dik haliyle düşüyor toprağımıza, toprak kavruluyordu Bingöl ovasında.

Güneş ışınlarının sıcaklığı ile doğal toprak solarizasyonu (tporağı güneş ışınları ile ısıtma) yapılmış gibi, ağaçlarımız ve bostanlarımız yemişe duruyor topraktan besleniyordu organik ürünlerini yetiştirmek için.

Meyveler ve sebzeler organik olunca insan soyuda doğal ve sağlıklı besleniyordu. 

Tabii sebze ve meyveler.

Toprakla temas.

Güneşin doğal sıcaklığı.

Yokluk ve yoksullukta dahi gülmeyi ve gülümsetmeyi bilen.

Sevinçte, kederde empatinin zirvesini yaşayan.

Ağrı Dağı gibi kocaman yüreği,

Karadeniz gibi derin hoşgörüsü ile,

"En büyük sermayesi güven olan sözün  doğruluk abidesi insan."

Ortaokul birinci sınıftayım.

Eğitim - Öğretim yarıyıl tatilinde köye gittim.

Kış mevsiminde bir akrabamın toprak damlı duvarları taştan örülmüş evinde kalıyorum. 

Dışarıda çocuk ruhuma aykırı bir tipi, fırtına var.

Müthiş kar yağıyor.

Öyle ki yarım saatte bir damın üstü süpürülüyor, kapı önü temizleniyor. 

Bende gücüm oranında kar kürelemeye katkıda bulunmaya çalışıyorum.

O çetin şartlarda yaşamanın büyük bir azim ve irade gerektirdiği ortada.

Mehmet Amca'nında ilerleyen yaşına rağmen azim ve iradesine imrenmemek elde değil.

Mehmet Amca seksenbeş yaşlarında.

Uzun boylu, ak sakallı, yaşından olsa gerek sırtı kamburlaşmış, sakin yapılı, az konuşan fakat konuşunca esaslı konuşan derya gibi kadirşinas bir ihtiyardı.

Aynı zamanda en büyük sermayesi güven ve sözün gücü olan doğruluk abidesi kişinin kendisi. 

Onun sözleri, davranışları ve bilgisiyle iyi model olduğunu düşünüyorum. 

Benim için öyle oldu.

Bilgisi ve tecrübesinden daima faydalanmaya çalıştım.

Bir anekdotla iletişimin ve sözün gücünün önemini nasıl ifade ettiğini paylaşmak isterim.

Dışarda kar yağıyor, tipi ve fırtına var.

Elektrik kesilmiş.

Gaz lambası ışığı ile çıt çıt sesleri çıkararak gümbür gümbür yanan odun sobasının ortaklaşa aydınlattığı salonda Mehmet Amca ile oturuyoruz.

Kapıdaki çoban köpeğinin her ünlemesi ile dışarı çıkıyor.

Bir,  iki, üç derken bu durum tekrar edince bende merak uyandırdığı için sordum Mehmet Amca'ya.

Neden her ünlemede dışarı çıkıyorsunuz?

İşte derin bilgi ve tecrübesinden gelen necipliğiyle dedi ki: 

Çoban köpeğim ünlüyorsa muhakkak onun gördüğü bir şey var. 

Bir İnsan, kurt, ayı olabilir.

Onun ünlemesi bana bir uyarı, mesajdır."dedi

Eğer nebatatdan bir canlının ünlemesi iletişimde bu kadar önemliyse insanın sözünün değeri çok daha büyüktür. 

İnsan sözü, dili iyi kullanmalı.

Onun sözünün gücü, değeri vardır."demişti. 

En büyük sermayesi güven olan sözün doğruluk abidesi Mehmet Amca'yı bu yazı vesilesi ile anmış olayım.ALLAH rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun.

Tatlı ve iyi sözlerimizin gücünün ve değerinin artması dileğiyle.

Yorum Yazın