Bingöl Üniversitesi bünyesinde kurulan Pilot Üniversite Koordinasyon Merkez Birimi (PİKOM), bölgesel kalkınma, tarım ve hayvancılık alanında sürdürülebilir çözümler üretme, yerel üreticileri destekleme ve bilimsel araştırmaları pratiğe dökme misyonu doğrultusunda projeler geliştirmeye ve uygulamaya devam ediyor.

PİKOM tarafından tarım ve havza bazlı kalkınma alanında gerçekleştirilen ve ‘Yeni Nesil Üniversite Vizyonu’ kapsamında gerçekleştirilmesi planlanan çalışmalarla ilgili olarak PİKOM Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Veysel Süzerer,

Pikom1merkez tarafından yürütülen projeler, elde edilen ürünler ve bunların bölgesel kalkınma üzerindeki etkileri, Bingöl Balı’nın Avrupa Birliği Coğrafi İşareti alma süreci ve ticarileştirilmesine yönelik stratejiler hakkında bilgiler verdi.

PİKOM Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Süzerer, “Bingöl Üniversitesi, 8 Ekim 2016 tarihinde YÖK tarafından koordine edilen ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından finanse edilen ‘Üniversitelerin Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması Programı’ kapsamında ‘Tarım ve Havza Bazlı Kalkınma’ alanında 5 pilot üniversiteden biri olarak belirlenmişti. Bu çerçevede, üniversitemiz çeşitli paydaşlarla işbirliği içinde çalışma konularını belirlemiş ve ilin ekonomik ve sosyal yapısı, mevcut doğal kaynaklar, üniversitenin altyapısı ve yapılan saha çalışmalarını gözönünde bulundurarak ‘Arı ve Arı Ürünleri’ ile ‘Ekonomik Değeri Yüksek Bitkilerin Tespiti ve Değerlendirilmesi’ başlıklarında projeler geliştirmişti. Bu 2 ana başlık altında YÖK ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından değerlendirilip onaylanan alt başlıklar mevcuttur. ‘Arı ve Arı Ürünleri’ alanında yürütülen çalışmalar; Bingöl balının standardize edilmesi, sertifikalandırılması ve coğrafi işaretleme ile tescillenmesi; ana arı üretimi ve arı ürünlerinin üretim kapasitelerinin artırılması; arı ürünlerinin alternatif tıpta kullanımına yönelik çalışmaların geliştirilmesi; bölgeye özgü arı hastalıkları ve zararlıları ile mücadele edilmesi; arı-arılıkların ıslahı, bölgeye uygun arı kovanı ve peteklerinin geliştirilmesi; bal ve propolis kalitesine etki eden metabolitlerin tespit edilmesi ve katma değeri yüksek ürün haline getirilmesi; alternatif arı besleme ürünlerinin geliştirilmesine yönelik AR-GE çalışmaları; arıcılık potansiyelinin belirlenmesi ve haritalanması; sürdürülebilir sosyal ve ekonomik kalkınma modellerinin oluşturulması; arı ve arı ürünleri ile ilgili bilişim sistemlerinin geliştirilmesi; ve turizm olanaklarının araştırılması ve geliştirilmesi konularını kapsamaktadır.

‘Ekonomik Değeri Yüksek Bitkilerin Tespiti ve Değerlendirilmesi’ alanında ise Bingöl il florasının belirlenmesi, bal ormanı ve bal meralarının oluşturulması, bölgedeki doğal kaynak potansiyellerinin belirlenmesi ve coğrafi bilgi sistemi kullanılarak haritalanmasına yönelik çalışmalar yürütülmektedir.

Birimimiz ayrıca, Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması Programı kapsamında alt başlıklara yönelik kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri kapsayan projelerin kabulü (Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi), takibi ve YÖK ile Strateji Bütçe Başkanlığı’na raporlanması süreçlerini koordine etmektedir. Aynı zamanda, program çıktılarının tanıtılması amacıyla gerek iç paydaş gerekse dış paydaş katılımlı toplantılar ve organizasyonlar düzenlemektedir.

Program yoğunlukla proje odaklı faaliyetlerle yürütülmektedir. Projeler kapsamında, arı ve bitkisel ürünler tabanlı yenilikçi ürünler, arıcılık faaliyetlerine ilişkin sorunlara yönelik çözüm önerileri üretilmekte, aynı zamanda programın ihtisaslaşma kolunda ise yüksek lisans ve doktora öğrencileri yetiştirilmektedir” dedi.

PİKOM’un Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması Programı kapsamında Bingöl Üniversitesi'nin üstlendiği misyonun koordine edildiği birim olduğunu belirten Süzerer, “Üniversitenin pilot üniversite ilan edilmesi sonrasında, ilin ve üniversitenin potansiyeline uygun çalışma konularının belirlenmesi, Bingöl Balı ve diğer arı ürünlerinin kimlik ve marka değeri kazanması, arı ve arı ürünlerine yönelik farkındalığın artırılması, sahada arıcıların yaşadığı sorunların çözümüne yönelik uzman desteğinin sağlanması, üniversite-sanayi işbirliği kapsamında çalışmaların organize edilmesi ve paydaşların bir araya getirilmesi gibi roller üstlenmektedir” diye konuştu.

Tarım ve havza bazlı kalkınma alanında PİKOM tarafından yürütülen çalışmalar hakkında da bilgiler veren Dr. Öğr. Üyesi Süzerer, “Bingöl Üniversitesi, Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması Programı kapsamında Tarım ve Havza Bazlı Kalkınma alanında ilk seçilen Pilot Üniversite! Yüklenmiş olduğu bu misyonda hem ilin ve bölgenin doğal potansiyeli hem de üniversitemizin akademik ve donanımsal altyapısı dikkate alınarak YÖK ve Strateji Bütçe Başkanlığı’na kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri kapsayacak ana ve alt çalışma başlıkları sunulmuştur. İlgili kurumlar tarafından kabul edilen çalışma başlıklarını kapsayacak şekilde üniversitemiz bünyesinde proje çağrılarına çıkılmış ve sunulan bu projeler içerisinde bizi kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri ulaştırabilecek projeler uzmanlar tarafından değerlendirilerek seçilmiştir.

29 PROJE BAŞARILI BİR ŞEKİLDE TAMAMLANDI

Bu zamana kadar 100’e yakın proje başvurusu gerçekleştirilmiştir. Projelerde üniversitemiz akademik personeli yürütücülük görevini üstlenirken, araştırmacılar içerisinde hem üniversitemiz akademik personeli hem de ülkemizin farklı üniversitelerinde ve alanlarındaki uzman akademik personeller yeralmaktadır. Hali hazırda kabul edilen 47 proje içerisinden 29’u başarılı bir şekilde tamamlanmış olup 18’i devam etmektedir. Birimimizin tamamlanan ve devam eden projelerinin takibini program kapsamında istihdam edilen akademik personeller gerçekleştirmektedir” ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin İlk Sanal Gerçeklik Müzesi İstanbul'da Açıldı Türkiye'nin İlk Sanal Gerçeklik Müzesi İstanbul'da Açıldı

BİNGÖL BALI İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR ÖN PLÂNA ÇIKIYOR

PİKOM tarafından hayata geçirilen projeler arasında Bingöl Balı ile ilgili çalışmaların ön plana çıktığını dile getiren Süzerer, “Program kapsamında hem tamamlanmış hem de devam eden projelerde etki değeri yüksek birçok çıktılar elde edilmiştir. Ancak şu an için bunların arasında Bingöl Balı’na kimlik kazandıran çıktılar biraz daha ön plana çıkmaktadır. İlimizde bin 250 bal üreticisi bulunmaktadır. Bu üreticilerin başlıca geçim kaynakları ürettikleri Bingöl Balı’dır. Bingöl’ün ağır sanayiden etkilenmemiş doğası ve yüksek orandaki bitkisel çeşitliliği düşünüldüğünde Bingöl Balı kaliteli bir baldır. Ancak kimliği ve kalitesi çalışmalarla kanıtlanmadığından hakkettiği maddi değere ulaşamamıştır. Bununla birlikte, program başlamadan önce Bingöl Balı ile ilgili çok fazla bir bilinirlik yoktu. Program kapsamında yürütülen projelerle Bingöl Balı için ilk olarak sistematik çalışmalar gerçekleştirildi. Bu çalışmalar sonrası kimliği ve kalite değeri belirlenmiş oldu. Ardından da elde edilen bu veri ile kimliğinin ve kalitesinin hem ulusal hem de uluslararası düzeyde tescillenmesi sağlanarak marka değerinin temelleri atıldı. Bugün geldiğimiz noktada Bingöl Balı, hem ulusal düzeyde Coğrafi İşaret aldı hem de ülkemizin AB coğrafi işaretine sahip tek balı oldu” diye konuştu.

AB TESCİLİ ALAN BİNGÖL BALI’NIN MARKA VE FİYAT DEĞERİ DE ARTTI

Bingöl Balı’nın Coğrafi İşaret ve AB Tescili almasındaki süreç hakkında bilgiler veren Süzerer, şunları söyledi: “2018 yılından itibaren Bingöl Balı’nın ‘Coğrafi İşaret’ almasına yönelik çalışmalar kapsamında, Bingöl ilinin tamamını temsil eden, Bingöl Merkez ve 7 ilçesini kapsayan 50’ye yakın bölgeden 3 yıl boyunca elde edilen balların analizleri, ‘Bingöl Üniversitesi Merkezi Araştırma Laboratuvarı’ ile ‘Arı ve Doğal Ürünler AR-GE ve ÜR-GE Merkezi’nde gerçekleştirildi. Projelerde gerçekleştirilen analizler sonucu elde edilen verilerin değerlendirilmesinin ardından hazırlanan ‘Bingöl Balı Coğrafi İşaret’ başvuru dosyası 2020 yılının Aralık ayında Türk Patent ve Marka Kurumu’na sunuldu. Türk Patent ve Marka Kurumu ve ilgili diğer kurum uzmanları tarafından yapılan incelemeler sonucunda gerekli düzenlemelerin ardından ‘127 Sayılı Coğrafi İşaret’ ve ‘Geleneksel Ürün Adı Bülteni’nde yayıma çıkan başvuru, 7 Ekim 2022 tarihi itibariyle tescil edildi. Bu süreç sonrasında ürünün uluslararası alanda tanınırlığını sağlamak için 'Uluslararası Coğrafi İşaret Seferberliği' kapsamında Avrupa Birliği'ne başvuruldu. Üniversitemizde konu ile ilgili akademisyenlerimizin AB komisyonu ile gerçekleştirdiği çalışmalar sonrası Bingöl Balı 10 Temmuz 2024’te AB tarafından resmen tescil edildi. Bu süreç tabii ki Bingöl Balı’nın daha fazla tanınmasını sağladı ve ülkemizdeki uluslararası alanda şubeleri olan gıda firmalarının takibine girdi. Bu durum, kalitesi ulusal ve uluslararası düzeyde tanınmış olan Bingöl Balı’nın marka ve fiyat değerini arttırdı. Önümüzdeki günlerde üreticilerimizi memnun edecek adımları atarak onların refah seviyelerini artırmaya katkı sunmuş olacağız.”

BİNGÖL BALI’NIN ANALİZLERİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZLERİMİZDE YAPILIYOR

AB Coğrafi İşareti alan Bingöl Balı’nın denetim sürecinin devam ettiğini ve bal analizlerinin üniversite bünyesindeki uygulama ve araştırma merkezlerinde yapıldığını kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Süzerer, “Hali hazırda ulusal tescilde ikinci denetim sürecindeyiz. AB takviminde ise birinci denetim sürecindeyiz. Üniversitemiz koordinatörlüğünde süren denetimlere alanında deneyimli akademik personellerimiz ile Bingöl Belediyesi, Bingöl Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, Bingöl İli Arı Yetiştiriciler Birliği ve Bingöl Ticaret ve Sanayi Odası’ndan uzman personeller destek vermektedir. Üç dönem halinde gerçekleştirilen denetimlerin en önemli kısmı olan üretilen Bingöl Bal’ının analizleridir. Bu analizler, program kapsamında kurulan Arı ve Doğal Ürünler AR-GE ve ÜR-GE Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde gerçekleştirilmektedir. İlgili merkez, aynı zamanda ilimizde Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) tarafından akredite edilmiş ilk ve tek birimdir. Burada, denetim komisyonunda yer alan uzmanlarımız tarafından titizlikle alınan numuneler 3 aşamalı analize tabi tutulmaktadır. Bunlar kalıntı, polen analizi ve kodeks analizidir. Denetim dönemlerini başarı ile tamamlayan üreticilerimizin numuneleri de analiz edildikten sonra, Coğrafi İşaret Sicili’nde yer alan parametrelere göre değerlendiriliyor. Sonrasında, üreticiye coğrafi işaret kriterlerine uygun bal olarak ambalajlanması için gerekli amblemleri bulundurmak koşuluyla işlem yapması üzerine bilgi veriliyor ve satış için gerekli işlemlerin tamamlanmasının ardından o yılın coğrafi işaret tescilli balları raflardaki yerini alıyor” dedi.

BİNGÖL BALI’NIN ULUSLARARASI MARKET RAFLARINDA YERALMASI İÇİN ÇALIŞIYORUZ

AB Coğrafi İşaretli Bingöl Balı’nın ticarileşmesi ve tanıtımına yönelik yerel üreticilerin desteklenmesi ve pazar alanlarının genişletilmesine yönelik olarak çalışmalar hakkında da bilgiler veren Dr. Öğr. Üyesi Süzerer, “Birlikte aldığımız verilere göre ilimizde kayıtlı bin 250 arıcı olduğunu biliyoruz. Ancak denetim sürecine katılmak tamamıyla istek üzerine olmaktadır. Denetime tabi olan üreticiler bu konuda şöyle bir avantaja sahip oluyorlar; sadece bu üreticilerimiz ballarını ‘Coğrafi İşaretli Bingöl Balı’ etiketiyle satabiliyorlar. Amacımız, aldığımız bu tescil belgeleriyle daha fazla üreticimizi bu sistemin içerisine davet etmek. Aynı zamanda iyi tarım ve üretim uygulamaları kapsamında üreticilerimize daha fazla destek verip üretimde sürdürülebilirliği kalıcı hale getirmek istiyoruz. Bu kapsamda planladığımız bir çalışma da özellikle kayıtlı üreticilerimizin arılıklarını sertifikalamaktır. Bu kapsamda altyapımızı hazırladık. İlerleyen süreçte bununla ilgili adımlarımızı hızlandıracağız. Ayrıca, Bingöl Balı’nın uluslararası marketlerde yer almasını sağlamak için çalışmalar başlatacağız” şeklinde konuştu.

PİKOM Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Süzer, Bingöl Üniversitesi’nin ‘Yeni Nesil Üniversite Vizyonu’ kapsamında geleceğe yönelik yapılması planlanan çalışmalar hakkında da şunları söyledi: “Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması Programı kapsamında 2017 yılından beri çalışmalar yapan üniversitemiz, Rektörümüz Prof. Dr. Erdal Çelik hocamızın ‘Yeni Nesil Üniversite Vizyonu’ kapsamında, programda sahip olduğu deneyim ile mevcut teknolojiyi birleştirerek Tarım ve Havza Bazlı Kalkınma’da yüksek teknoloji odaklı çalışmalar üretmeye çalışacaktır. Bu kapsamda arıcılık ve bitkisel ürünleri üreten ünitelerle bir gıda vadisi ekosisteminin kurulması, 3D-4D sanal herbaryum, arı hastalıklarının tespit edilmesinde görüntü işleme ve yapay zekâ teknolojisinin kullanılması, inovatif ürün geliştirmede yapay zekâ kullanılarak içerik ve aktivite yönünden en başarılı formüllerin belirlenmesi gibi çalışmalar yer alacaktır. Ayrıca, arıcılık ve bitkisel tabanlı ticarileşme potansiyeli yüksek patent ve faydalı modellerin üretilmesine yönelik çalışmalar planlanacaktır.”

Kaynak: HABER MERKEZİ