Manevi güzelliklerle dolu olan oruç ayı ramazan, ismi yüce kitabımızda açıkça telaffuz edilen tek kameri aydır. Ramazan, “ramadî”, “ramad” veya “ramdâ” kökünden gelen bir kelimedir. “Yazın sonunda ve güz mevsimin evvelinde yağan ve tozdan kirlenen yeryüzünü temizleyen yağmur” manasına “ramadî” kelimesinden türetilmiş. Güz mevsiminde yağmurun yeryüzünü yıkayıp pak ettiği gibi ramazan ayı da ihyasıyla iman sahiplerinin günahlarını yıkayıp temizler. “Güneşin çok sıcak olması, güneşin yakıcı ve şiddetli ışıklarıyla kum ve taşları çok ısıtması, kızgın yerde yalın ayak yürümekle ayakların yanması” anlamında “ramad” mastarından veya “güneşin güçlü ısısından çok fazla kızmış yer” manasına “ramdâ” sözcüğünden gelir. Kızgın yerde yalın ayak yürümekle yanma acısını ve meşakkat çekmektir. Allah rızası için oruç tutularak açlık ve susuzluk çekilir; böylece orucun hararetiyle günahlar manen yıkılır. (Geniş bilgi için TDV İslâm Ansiklopedisi’nin “Ramazan” mad. bkz.)
Ramazan, farz orucun tutulduğu mübarek aydır. Bedenle yapılan bir ibadet olan oruç, hicretin ikinci yılında bu ayda farz kılınmıştır. Oruç kelimesi, Farsça’da “rûze” kelimesinin önce “orûze” (günlük) ve zamanla değişime uğrayarak “oruç” şeklinde dilimize yerleşmiş halidir. Arapça karşılığı savm veya sıyam kelimesidir. Savm sözlükte, “kişinin bir şeyden uzak durması, kişinin kendini bir şeylerden uzak tutması” demektir. Allah’ın rızasına nail olmak için kişinin belirli bir süre kendisini mübâh olan durumlardan uzak tutmasıdır oruç.
Kötülüklerden, haramlardan Allah’ın rızasının olmadığı hususlardan kulun kendini uzak tutması olan savm, kişiye dünyada ve ukbâda bir yararı olmayan sözlerden, davranışlardan ve tutumlardan uzak durma ahlâkı kazandırır.
Recep ayıyla bereketli bir iklimi karşıladık ve manevi bir atmosfere girdik. Regaible Rahmân’ın huzuruna yöneldik. Mi’raçla yüce divana durduk ve arınmayı talep ettik. Şaban ayıyla sevince ve sükunete ulaştık. Beraatle günahların yükünden arındık ve kurtuluşa ermeyi diledik. Rahmet, mağfiret, ibadet, dayanışma, kaynaşma, paylaşma, bereket, sıhhat ayı olan ramazanla ruhen ulviyete ermenin hazzını yaşayacağız. Ramazan, af ve nar-ı cehimden halas mevsimi olarak bizlere konuk olacak. Ramazanda idrak edeceğimiz Kadir gecesiyle ömrümüzü Rahmanın rızası istikametinde bereketli hale getireceğiz.
Ramazanda, nefsimizin arzuladığı birçok şeyi gönül huzuruyla terk ederek cami ve cemaatle irtibatımızı daha sıkılaştıracağız. İyiliklere gönlümüzü açıp kötülüklere tüm zerrelerimizi kapatmanın şuurunu yaşayacağız.
Oruç, kötülüklerden sakınma, haramlardan uzak durarak ateşten korunma disiplini sağlar insana. Orucun, bizden öncekilere farz kılındığı gibi bizlere de farz kılındığı, bu ibadeti yerine getirerek kötülüklerden korunmamız gerektiğini Mevlâ’mız bizlere ihtar eder. (Bakara, 2/183) Kulun olgunlaşmasını, kamil seviyeye gelmesini sağlayan bir ibadet olan oruç, nefsi terbiye eden bir disiplindir.
Ramazan Ayının Kazanımları
Ramazan, Kur’an ve ibadet ayıdır. Hakkı batıldan, doğruyu yanlıştan ayıran Kur’an’ın indiği ay (Bakara, 2/185) olan ramazan, kulluğun zirveye ulaştığı, içinde bin aydan daha hayırlı olan mübarek geceyi (Kadr, 97/3) barındırır. Kur’an’ın tilâvet edildiği, üzerinde tefekküre dalındığı, Terâvih namazının eda edildiği ve gönüllerin Mevlâ’ya râm olduğu, kalpte fazîlet duyguların yoğun biçimde yer bulduğu bir zaman dilimidir ramazan.
Ramazan, Rabb’imizin verdiği sayısız nimetlerin şükrünü yerine getirme ayıdır. Her şeyin emrine amade kılındığı insanoğlunun, bu değerinin farkına vararak yaratılma amacını idrak etmek, dünya ve içinde olanlara karşı Rabb’in kendisine emanet olarak verdiklerine karşılık amelle ve dille şükrünü yerine getirmeye çalışmaktır ramazan.
Ramazan, kötülüklerden korunma ayıdır. Kötülüklere karşı insanı koruyan bir kalkandır ramazan. Orucun cehenneme karşı koruyucu bir kalkan olduğu (Nesâî, Savm, 4) ve ramazan ayı gelince şeytanların zincirlere vurulduğunu (Buhârî, Savm, 5) Efendimiz (sas) haber vermektedir.
Ramazan, nefsin terbiye edildiği aydır. Nefsin isteklerine bu ayda ket vurulur. Nefsin her talep ettiğini yerine getirmeme bilincini kazanma ve Allah (cc) için gerektiğinde nefsini yakma iradesidir ramazan.
Ruhu eğiterek olgunlaştırma merhalesidir ramazan. Ruhun ihtiyacını karşılamadır. Zikirle, taatla, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle, farz ve nafile ibadetlerle ruhu huzura kavuşturmadır. Bedeni ruhun emrine vererek ruhu bedene hakim kılma ayıdır ramazan.
Ramazan, sabrı hayata hâkim kılmadır; iradeyi güçlendirmedir. Meşakkatlere katlanma, dayanma ve kullukta ilahi emirlere riâyette irade sağlamlığını göstermedir. Allah’ın emirlerine ittibada istikrar kazanma ve yasaklarından uzak durmada sebât göstererek irâde gücü kazanmadır.
Ramazan, ahlâkı güzelleştirmedir. İyi huyları kazanma ve bunları yaşama aktarma, kötü âdetlerden kaçınmadır. İnsan, toplum, çevre ve diğer mahlûkatı fark etmedir. Hak ve hakkaniyet çerçevesinde hayat sürmedir.
Ramazan, sağlığı korumadır. Oruç insan sağlığı üzerinde de güçlü bir etkiye sahiptir. Mideyi dinlendirme ve ona güç kazandırmadır. Oruç tutularak sağlıklı olunacağını Efendimiz (as) “Oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız” ( Müslim, Sıyam, 166) buyurarak haber vermektedir.
Ramazan sadaka vermeyi, cömertliği, yardımlaşmayı, kaynaşmayı öğretir. Kardeşlik duygularını samimiyetle olgunlaştırır. “Hangi sadaka daha faziletlidir?” sorusuna “Ramazanda verilen sadaka” (Tirmizi, zekat, 28) diye cevap veren Efendimiz (as), kişiyi hayra yönlendirerek cehennem ateşinden muhafaza yollarını göstermektedir.
Oruç, af ve mağfirete vesile olan bir ibadettir. Allah (cc) rızasına nail olmak için aç ve susuz kalmayı göze almadır. Rahmet, mağfiret ve cehennem azabından kurtuluşun olduğu “Kim inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek ramazanı oruçlu geçirirse geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhari, savm, 6) müjdesini ihtiva eder.
Oruç, aç kalma değildir. Nefsi, arındırmadır. Kalbi, yaratana temiz bir biçimde açmaktır. Beden ve ruhla yaratıcısının emirlerine amâde olduğunu göstermedir. Allah (cc)’ın rızasını kazanma maksadına hâsıl olmadır.
Oruç, Allah (cc) rızası için yerine getirilen bir âmel olduğundan karşılığını Rabbimizin “…O benim içindir, onun karşılığını ben veririm.” buyurduğu bir ibadettir. (Müslîm, Sıyâm, 164) Oruç, edasında riyânın bulunmadığı ve ifasında ihlasın gözetildiği bir ameldir. Cennete, “reyyân” adındaki kapısından girmeye (Buhari, Savm, 4) vesile olan faziletli ibadettir.
Ramazan ayını manasına uygun şekilde idrak ederek dünyamızı iyilik yurduna dönüştürmek ve bu iyilikleri ömrümüzün her anına sirayet ettirmek gayretinde olalım. Bu ay vesilesiyle kazanacağımız güzellikleri devam ettirerek bu güzelliklerin feyziyle ahiretimizi mamur hale dönüştürmeye çabalayalım.
Ramazanımız mübarek olsun. Sıhhate, selamete, huzura, güvene ve kurtuluşa vesile olsun!
Ahmet HAMŞİ