Üniversite İdari Personel Sendikası (ÜNİPERSEN) tarafından YÖK önünde ve tüm illerde üniversitelerin önünde düzenlenen basın açıklamasında, memurların tayin hakkı ve üniversite personelinin haklarının sağlanması için basın açıklaması yapıldı.

Bingöl Üniversitesi Meslek Yüksekokulu girişinde ÜNİPERSEN Bingöl Şubesi tarafından düzenlenen

Ünipersen1

basın açıklamasına, ÜNİPERSEN Bingöl Şube Başkanı Ergin Ergün, Bingöl Üniversitesi Temsilcisi Murat Yazıcı ve sendika üyeleri katıldı.

ÜNİPERSEN’in basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Bizler; üniversitelerde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi çalışan devlet memurlarıyız. Devlet memurlarının en doğal hakkı olan ‘tayin hakkı’ için buradayız. Bugün, tüm üniversite önlerinde bir kez daha ses yükselterek, hem devlet memuru olmanın getirdiği hakları, hem de üniversite personeli olmanın getirdiği hakları almak için toplandık.

Bingöl'de Otomobil Takla Attı: 2 Yaralı Bingöl'de Otomobil Takla Attı: 2 Yaralı

Bilindiği üzere; 7. Dönem Toplu Sözleşme’de üniversite idari personelinin tayin sorununun çözümü için çalışma yapılması kararı alınmıştı. Yükseköğretim Kurulu da konuya ilişkin 2024 yılı Şubat ayında, üniversitelerden talep toplayarak hazırlık çalışmasına başlandığını bildirmişti. Aradan geçen 1 yıllık sürede, ‘taslak çalışmayı yaptık, Cumhurbaşkanlığı’na gönderdik’ demenin ötesine gidilmedi!

Bir tarafta 7. Dönem Toplu Sözleşme’ye imza atarak ‘burada yazan iş ve işlemleri yapacağız’ diyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı var, diğer tarafta ‘bu tutanakta yazılı olanların yapılmasını takip edeceğiz’ diyen sözde yetkili sendika var, burada da ‘idari personelin tayin sorununun çözümü için taslak çalışmayı yaptık Cumhurbaşkanlığına gönderdik bizden çıktı’ diyen Yükseköğretim Kurulu var!

Buradan soruyoruz: Evinden, eşinden çocuğundan ayrı yaşamak zorunda kalan idari personel, YÖK’ün taslak çalışması ile eşine çocuğuna kavuşacak mı? Başka ilde tedavi olmak zorunda olan idari personel, toplu sözleşmede yazan hüküm ile tedavi olabilecek mi? Kirasını bile ödemekte zorlanan idari personel, sözde yetkili sendikanın kazanımlar türküsü söylemesi ile memleketine tayin olabilecek mi? Hayır.

Üniversiteler YÖK’e, YÖK Cumhurbaşkanlığı’na ya da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na, o kurumlar tekrar YÖK’e yönlendirip duruyor! Bürokrasinin çıkmaz koridorlarında dolaşmaktan bıktık artık! Adı üstünde, devlet memuru! Branş sorunu yok, bölüm sorunu yok, her ilde üniversite var, çözüm basit, çıkmazlarda dolaşmanın da alemi yok!

Yükseköğretim Kurulu ‘hazırlık çalışmasını yaptık, gönderdik’ diyerek adeta işi çıkmaza sokmaktadır. Nasıl ki diğer yaptığı tüm iş ve işlemlerde en başından en sonuna kadar takip sürecini devam ettirip nihayete ermesini sağlıyorsa, idari personelin tayin sorununda da aynı bilinçle yaklaşılmalı, yapılan hazırlık çalışmasının nihayete ermesi için ilgili kurumlarla görüşmeler hızlandırılarak sorun çözüme kavuşturulmak zorundadır.

Burada şu hususa da dikkat çekmek istiyoruz. Üniversite idari personelinin tayin sorununun çözümü için aksiyon alması gereken kurum sadece Yükseköğretim Kurulu değildir. 7. Dönem Toplu Sözleşme’de yazan maddelerin hayata geçirilmesinden sorumlu olan kurumlardan biri de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’dır. Kısaca, Cumhurbaşkanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Yükseköğretim Kurulu koordineli bir şekilde sorunu çözüme götürmelidir.

Buradan bir kez daha Yükseköğretim Kurulu’na, üniversite yönetimlerine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na ve Cumhurbaşkanlığı’na sesleniyoruz! Üniversite idari personelinin yıllardır beklediği tayin hakkı için tüm kurumlar üzerine düşeni yaparak puan usulüne dayalı tayin sisteminin hayata geçmesi sağlanmalıdır.

Ayrıca, yükseköğretimde çalışıp yükseköğretim tazminatından yararlanmamamız da başka bir çelişkidir. Üniversitelerin kuruluşundan gelişmesine kadar bütün bu süreçlerin her kademesinde idari personelde yer almaktadır. İdari personelin bu konudaki mağduriyeti giderilmeli ve yükseköğretim tazminatından bizler de faydalanmalıyız.

Diğer bir husus ‘geliştirme ödeneği, diğer yükseköğretim kurumlarına göre sosyo-ekonomik açıdan daha az gelişmiş yerlerde öğretim yapan ve yeterli sayıda öğretim elemanı sağlanamayan yükseköğretim kurumlarında görevli öğretim elemanlarına ödenir’ ibaresi ile 2005 yılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ödenmektedir. Akademisyenler sosyo-ekonomik açıdan gelişmemiş bir ilde çalışırken biz aynı ilin başka bir yerinde mi çalışıyoruz?”

Kaynak: HABER MERKEZİ