Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2026 yılının bütçe sunumunu yaptı. Bütçede en fazla payın eğitime ayrıldığını ifade eden Yılmaz, “Mali disiplinin korunması, dezenflasyon sürecinin kararlılıkla sürdürülmesi ve sürdürülebilir büyümenin desteklenmesi hedefleriyle hazırlanan bütçemizi; istikrar ve refah bütçesi olarak tanımlıyoruz. Bütçemizde; eğitime 2,9 trilyon TL, sağlığa 3,3 trilyon TL, sosyal yardımlara 917 milyar TL, yatırımlara 2 trilyon TL, afet ve dirençli şehir çalışmalarına 653 milyar TL, tarıma ise 888 milyar TL kaynak ayrılmıştır. 81 ilimizin ihtiyaçlarını ve toplumumuzun tüm kesimlerini gözeten 2026 yılı bütçesi; üretimi, istihdamı, ihracatı ve sosyal refahı artıran, aynı zamanda ekonomik istikrarı güçlendiren bir yaklaşıma sahiptir.” Dedi.
Belirsizliklerin arttığı bir dönemde olunmasına rağmen Türkiye'nin, 2024 Haziran ayından itibaren başlattığı dezenflasyon sürecini kararlı bir şekilde sürdürdüğünü ifade eden Yılmaz, bu doğrultuda, 2025'te Türk lirasında gözlenen görece istikrarlı seyrin, özellikle temel mal fiyatlarındaki gelişmeler aracılığıyla enflasyon görünümünü olumlu yönde etkilediğini söyledi.
Başta kira kalemi olmak üzere hizmet enflasyonunda süregelen ataletin, manşet enflasyon üzerindeki baskıların devam etmesine yol açtığını, gıda fiyatlarında olumsuz iklim koşullarına bağlı arz yönlü gelişmelerin bu iyileşmeyi kısmen sınırlandırdığını dile getiren Yılmaz, "Dezenflasyon sürecinin kararlı biçimde sürdürülmesiyle enflasyondaki ataletin kalıcı olarak kırılması ve Orta Vadeli Program dönemi sonunda, enflasyon oranının tek haneli seviyelere indirilerek fiyat istikrarının tesis edilmesi, en önemli önceliğimiz olmaya devam edecektir. Bu çerçevede toplam talep koşullarının enflasyondaki düşüşe verdiği katkının sürdürülmesi sağlanacak ve bu süreç, sosyal konut başta olmak üzere konut arzı ile gıda arzının artırılması gibi arz yönlü politikalarla güçlendirilecektir." diye konuştu.
Yılmaz, "Enflasyonla mücadelemiz, kalıcı refahın artırılması ve gelir dağılımında adaletin güçlendirilmesi yönünde kararlı irademizin de ifadesidir. Bu süreçte hayat pahalılığının olumsuz etkilerini hafifletmeye yönelik sosyal politikalarımızı sürdürürken, üretim ve istihdam odaklı yapısal dönüşüm adımlarımıza hız vereceğiz. Türkiye ekonomisini daha dirençli, daha verimli ve daha kapsayıcı bir yapıya dönüştürme kararlılığımızı her koşulda sürdüreceğiz." dedi.
(Haber Merkezi)




