Jeolog Prof. Dr. Okan Tüysüz, Deprem Uyarı Sistemi’nin nasıl çalıştığına dair önemli açıklamalarda bulundu. Tüysüz, sistemin temelinin, depremin yayılma sürecindeki sismik dalgalar arasındaki hız farkına dayandığını belirtti.
Tüysüz, birincil (P) ve ikincil (S) dalgalar arasındaki hız farkının bu sistemin çalışmasını sağladığını dile getirdi. P dalgalarının saniyede 6-7 kilometre, S dalgalarının ise 3-4 kilometre hızla ilerlediğini söyleyen Tüysüz, “Sismik kayıt cihazları, P dalgasını algıladığında S dalgasının yolda olduğunu anlar ve uyarı verir. Ancak eğer deprem odağının tam üzerindeyseniz, bu fark sıfırdır. Yani erken uyarı mümkün olmaz” ifadelerini kullandı.
"Gemlik’te deprem olsa İstanbul’a 1-2 saniye önceden ulaşır"
Sistemin İstanbul gibi deprem kuşağındaki merkezlere sadece birkaç saniyelik uyarı süresi kazandırabildiğini söyleyen Tüysüz, bu sürenin kaçış ya da korunma için yeterli olmayacağını vurguladı.
“Gemlik’te meydana gelecek bir deprem İstanbul’a 1-2 saniye önceden bildirilebilir. Aynı deprem İzmir’de olsa bu süre 15-20 saniyeye çıkabilir” diyen Tüysüz, Marmara Denizi’nde kullanılan sistemin daha çok doğal gaz ve elektrik gibi kritik altyapıları korumak amacıyla kullanıldığını ifade etti.
Prof. Dr. Tüysüz, “Birkaç saniyelik uyarı insanların kaçıp kurtulması için yeterli değil ama bazı otomatik sistemlerin devreye girmesi açısından önemli” dedi.
