Son yıllarda ülke genelinde artan köpek saldırıları ve yaralanmalarına karşı Atatürk Üniversitesi Rektörlük mavi salonda gerçekleşen ‘Başıboş Köpek Sorununa Bilimsel Bakış’ adlı Panelde Veterinerlik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer Sabuncuoğlu (Başıboş köpek olur mu?), Prof. Dr. Sinan Öge (Dini açıdan insan hayatının değeri ve koruma zorunluluğu), Prof. Dr. Ahmet Nezih Kök (Başıboş köpeklere hukuki bakış), Doç. Dr. Zahide Koşan (Başıboş köpekler ve halk sağlığı) konularında sunum yaptı.
“Hayvanları Neden Evcilleştirdik?”
Prof. Dr. Nilüfer Sabuncuoğlu, yaklaşık 10 milyon başıboş köpeğin bulunduğunu söyleyip, 1932 yılında Türkiye’de başıboş köpeklerin itlaf edilmesiyle ilgili kanunun mevcut olduğunu belirterek, “bir zamanlar vahşi olan hayvanları doğal yaşam alanlarından alıp kendi evimizin yanında barınak yaptık ve onlara evcil demeye başladık. Hayvanları evcilleştirirken onlara şu garantiyi verdik. Seni vahşi ortamdan kurtarıp, yeme, içme ve barınma ihtiyacının hepsini karşılayıp sana konforlu bir hayat sunmaya çalışacağım. Fakat bunun karşılığında gıda temininde, ulaşımla ilgili ihtiyacımda, güvenlik ihtiyacım ve gücünden faydalanacağım” şeklinde konuştu.
“Ülkemizde dahil olmak üzere tüm dünyada en büyük problem değer problemidir”
İnsan olmazsa ne hayvanların ne de din’in olmayacağına dikkat çeken Prof. Dr. Sinan Öge, “çağdaşlık, modernlik ve gelişmişlik iddiasında bulunduğumuz bir dönemde köpeklerin insan vücudunu parçalamasını, yemesini konuşuyoruz. Dini boyutunu ele alacak olursak, din bize sadece madde, biyolojik bir unsur olarak değil, fiziğinin ötesinde metafiziksel değeri açısından da bakmamızı sağlar. Bu anlamda insanın değeri farkettiğimizin, düşündüğümüzün ve hesap ettiğimizin çok daha ötesinde olduğunu gösteriyor. Ülkemizde dahil olmak üzere tüm dünyada en büyük problem, değer problemidir. Nitekim değer kaybedildiği zaman Normda, sistemde kaybolur, siyaset anlamsız hale gelir, diğer insani faaliyetler de önemini kaybeder. Dolayısıyla değerler üzerine inşa edeceğimiz zeminler gerçek kökenini bulamadığı için ya eksik ya da hatalı bir sistem inşa etmiş oluruz” ifadelerini kullandı.
HABER: ABDULLAH ÇAKIL/EYLEM ÖZEN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.