Genç Anadolu İmam Hatip Lisesi Tarih Öğretmeni İlyas Burulday’ın “II. Abdülhamid Dönemi Genç Sancağında Bir Eğitim Yuvası Örneği: Arduşin İptidai Mektebi (Burhaniye Mektebi” başlıklı makalesi Akademik Matbuat Dergisi’nde yayınlandı.

Çalışmada, Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi ve Bitlis Vilayet Salnameleri temel alınarak Genç Sancağı merkezinde bulunan Arduşin İptidai Mektebi’nin (Burhaniye Mektebi) açılışı, öğretmen kadrosu, öğrencileri, imtihan cetvelleri ve ders programı gibi birçok konu ele alındı.

Çalışmada, şu bilgilere yer verildi; “İptidai mektebin bulunduğu Genç Sancağı Bitlis vilayetine bağlı olup Çapakçur ve Kulb kazaları ile Oğnut, Valir, Mizak, Fırki ve Perhangök gibi birçok nahiyeden oluşmaktaydı. Her ne kadar Şemsettin Sami Kamusu’l Alam adlı eserinde sancağın eğitimde çok geride olduğunu ve birkaç sıbyan mektebinin bulunduğunu ifade etse de (Oğul ve Doğan 2023:56) durumun bu denli kötü olmadığını arşiv belgeleri ve Bitlis Vilayet salnamelerinde açıkça görmekteyiz. H.1310 tarihli Bitlis Vilayet salnamesinde merkez livada 1 Rüşdiye ve 1 İptidaiye mektebinin inşa edilmiş olduğundan bahsedilmekteydi. Ayrıca ‘‘Burhaniye namiyle mevsum olan iptidaiye mektebi’’ ifadesinden de anlaşılacağı üzere açılan iptidai mektebine Burhaniye adı verilmekteydi. H.1321 tarihli Maarif-i Umumiye Nezareti salnamesinde de Arduşin’de bir rüştiye mektebi bulunmaktaydı. Görüldüğü gibi sancak merkezinde 1 rüşdiye ve 1 iptidai mektep mevcuttu. H. 3 Nisan 1311 tarihli bir başka arşiv belgesine göre ise Genç Sancağının 391 köyden 25’inde sıbyan mektebi olduğu belirtilmektedir. Çevre sancaklarla kıyaslandığında açılan okulların sayısının azımsanmayacak derecede olduğu anlaşılmaktadır. Genç Sancağı dâhilindeki kaza ve nahiyelere baktığımızda açılan mekteplerde ‘’Hamidiye Mektebi’’ tabirinin kullanılması dikkat çekicidir. Nitekim Oğnut, Valir, Mizak, Fırki ve Perhangök Nahiyesindeki iptidai mekteplerinin adı Hamidiye Mektebi olarak geçmektedir. Bunun haricinde Kulp kazasında 2 iptidai mektebinin olduğunu ve muallimlerinin İbrahim Efendi ve Mehmed Şerif Efendi’nin olduğu görülmektedir. Yine Valir Hamidiye İptidai mektebinin mualliminin İlyas Fehmi Efendi olduğu belirtilmektedir. Görüldüğü üzere sancak dâhilindeki iptidai mekteplerinin sayısı artmaktadır. Hamidiye Mektebi isminden de anlaşılacağı üzere bu durum doğrudan Sultan II. Abdülhamid’in maarif politikasının etkilerini yansıtması bakımından bir örnek teşkil etmektedir.

H.1318 Tarihli Bitlis Vilayet salnamesinde ilk kez Genç sancak merkezinde bulunan iptidai muallimliğinden bahisle Ali Efendi’nin bu görevi ifa ettiği belirtilmiştir. Ayrıca ilk kez bazı nahiye muallimlerinin adı verilmiştir. Ayrıca Mizak nahiyesinde bulunan Hamidiye Mektebinin mualliminin Mehmed Efendi olduğunu, Dih Karyesi İbtidai Mektebi mualliminin Mehmed İbrahim Efendi olduğu ifade edilmiştir. Yine Kulb kazasına bağlı Behmedan karyesi mualliminin Mehmet Şerif Efendi olduğu anlaşılmıştır.

1905-1906 Eğitim-öğretim yılında iptidai mektebi sayısı 10.000’lere dayanmıştır. Bu durum Osmanlı Devleti sınırları genelinde ilköğretime verilen önemi göstermekte olup Genç Sancağında bulunan iptidai mekteplerinin sayısının artmasına da olumlu etki etmiştir.

-ARDUŞİN İBTİDAİ MEKTEBİNİN AÇILIŞI-

Arduşin Genç Sancağına bağlı bir köy statüsünde iken Genç Sancağının hükümet merkezinin 1887 yılında buraya taşınması sonucunda sancağın hükümet merkezi haline getirilmiştir. Böylece Arduşin bir kasaba hüviyetine bürünmüştür. Mektebin açılışı ile ilgili H.26.03.1309(30 Ekim 1891) tarihli arşiv belgesinde ‘‘Genç Sancağı merkezinde inşa olunan cami-i şerifin Hamidiye ve mektebin dahi Burhaniye nam-ı alileriyle tesviyesi’’ ifadesine bakılarak 30 Ekim 1891 günü sancak merkezi olan Arduşin’de yapılan camiye Hamidiye ve burada bulunan mektebe de Burhaniye adının verildiğini görmekteyiz. Ayrıca Arduşin’de açılan bu iptidai mektebinin Hamidiye Camii içerisinde yer aldığını anlamaktayız. Açılan bu mektebe Sultan II. Abdülhamid’in oğlu Şehzade Burhaneddin’e izafeten Burhaniye adı verilmiştir. Aynı tarihlerde imparatorluğun muhtelif yerlerinde de Burhaniye isimli mekteplere rastlanmıştır. Ayrıca mektebe Sultan II. Abdülhamid’in ismine hürmeten Hamidiye İbtidai Mektebi de denilmiştir. Daha önce de bahsedildiği üzere Oğnut, Valir, Mizak ve Perhangök nahiyelerindeki mekteplere de Hamidiye ismi verilmiştir.”

-DERSLER VE MEKTEBİN MÜFREDATI-

-Birinci sınıfta yer alan iki dersten biri olan elifbay-ı osmani dersi günlük 2 saat haftada 12 saat olmak üzere verilmektedir(Yağcı,2024:61). Amme cüzi ise yine günlük 2 saat, haftada 12 saat olmak üzere uygulanırdı. Görüldüğü üzere din eğitimi ağırlıklı bir başlangıç eğitimi uygulanmaktaydı.

-İkinci sınıfta yer alan Kuran-ı Kerim dersi ise haftalık 6 saat verilirdi. Genellikle sureler ezberlenir ve Kuran-ı Kerim hatim ettirilirdi. Hesab dersi ise haftalık 2 saat temel matematiğin yanında ölçü birimleri ve terimlerin öğrenildiği bir eğitimi kapsamaktaydı. Ayrıca Hüsn-i Hat dersi yani güzel yazı dersine de yer verilmekteydi. Bu derste haftalık 2 saat verilmekteydi. Dikkat çeken bir diğer ders Türkçe Muamele dersiydi. Bu derste akıcı Türkçe konuşmanın incelikleri anlatılmaktaydı.

Öğrencilerin resmi yazı dili ile tanışmaları sağlanırdı. Derslerin din eğitiminden ziyade Türkçe, matematik ve güzel yazı gibi alanlara dağıldığını, akli bilimlerin müfredatta ağırlığının önemli ölçüde arttığını görmekteyiz.

Muş’tan 2, Erzincan’dan 1 İlçe Alınıp Bingöl’e Bağlandı!
Muş’tan 2, Erzincan’dan 1 İlçe Alınıp Bingöl’e Bağlandı!
İçeriği Görüntüle

-Üçüncü sınıfa gelindiğinde ise Kuran-ı Kerim dersinin devam ettirilirdi. Ayrıca Tecvid dersi genellikle haftada iki saat verilmiş olup Karabaş tecvid kitabı ezberlettirilirdi. Bir diğer ders olan İlm-i Hal ise haftada 3 saat verilip islamın şartları, imanın şartları, namaz, zekât vb. konular işlenirdi. Hesab dersi de haftada 2 saat olarak verilirdi. İkinci sınıfa oranla zorluğu biraz daha arttırılıp dört işlem öğretilirdi. Yine Türkçe ve Hüsn-i Hat dersleri okutulurdu. Buna karşılık derslerin ilk iki sınıfa göre sayısının arttığını ve giderek derslerin kapsamının genişlediğini görmekteyiz.

Netice itibarıyla elimizdeki imtihan cetvelinden hareketle verilen derslere baktığımızda imparatorluk geneline oranla ders sayısının bir hayli esnetildiği görülmektedir. Bu durumun oluşmasında hiç şüphesiz öğretmen eksikliği ve maddi imkânsızlıkların etkili etkili olduğu bilinmektedir. Üstelik ders saatlerinin öğrenci bazında da esnetildiği anlaşılmaktadır.

-ÖĞRENCİLER-

Mektebin öğrenci durumuna baktığımızda ise R.1317 yılına ait üç aylık devam cetveline göre kanun-ı evvel ayında 20, kanun-ı sanide 29 ve Şubat aylarında 22 öğrencinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mektebi terk eden ve yeniden mektebe yazılan öğrencilerin olduğu görülmektedir. Eylül ayında 29, teşrin-i evvelde 30, teşrin-i sani ayında 28 öğrencinin olduğu anlaşılmaktadır. Eldeki verilere göre 1902 yılında öğrenci sayısının 20-30 arasında olduğu belirtilmektedir.

R.1318 Senesi imtihan cetveline bakıldığında birinci sınıf öğrenci sayısının 9 olduğu, ikinci sınıfa devam eden öğrenci sayısının 12 olduğu ve üçüncü sınıfa giden öğrenci sayısının 4 olduğu toplamda ise 24 öğrencinin kayıtlı olduğu görülmüştür. Ayrıca R.1318 tarihli üç aylık cetvelde 24 öğrencinin kayıtlı olduğu aynı şekilde ay ay mektebi terk eden ve mektebe yeniden yazılan öğrencilerin olduğu belirtilmiştir. Cetveller ve imtihan listeleri karşılaştırıldığında öğrenci sayısının 1902-1903 yılları arasında aşağı yukarı 20-30 civarında olduğunu tahmin etmekteyiz.

-SONUÇ-

Eğitim bir ülkenin varlığını devam ettirebilmesi için elzem olan yapıtaşlarından birisidir. Osmanlı tarihinde eğitim reformları noktasında zirve dönem, Sultan II. Abdülhamid Dönemi’dir. Nitekim Osmanlı İmparatorluğu’nda okullaşma oranının en fazla olduğu bu dönemde etkili bir maarif politikası sayesinde eğitimde modern yöntemlerle derslerin işlenmesi sağlandı. Bu politikanın tezahürü olarak sıbyan mektepleri iptidai mekteplere dönüşürken padişahın ismine izafeten Hamidiye Mektepleri isminin kullanılması dikkat çekicidir. Bu dönemde imparatorluğun hemen hemen her yerinde rüştiyeler ve iptidai mektepleri kuruldu. Kurulan bu mekteplerden biri de Genç Sancağı merkezinde yer alan Arduşin İptidai Mektebi ya da Burhaniye Mektebidir. Arşiv belgeleri ve Bitlis vilayet salnamelerinden edindiğimiz bilgilere göre Hamidiye Camii etrafında bulunan, modern yöntemlerle eğitim veren bu mektepte 20-30 öğrencinin bir arada eğitim gördüğü anlaşılmaktadır. Aynı zamanda Ermeni halktan öğrencilerin de bulunduğu ve bunların kendilerine özgü bir programa dâhil oldukları, dini eğitimden muaf oldukları görülmektedir. Bunun yanında imparatorluk genelinde yaşanan öğretmen eksikliğinin tezahürü olarak mektepte yalnızca 1 öğretmenin olduğu bilinmektedir. Ayrıca öğrencilerin imtihan cetvellerine baktığımızda imtihanlara katılma oranının bazı sınıflarda düşük olduğu açıkça görülmekteydi. Ders dağılımına baktığımızda ise birinci sınıfta Elifbay-ı Osmani ve Amme Cüzi gibi dini dersler ağırlıkta iken ikinci sınıfta Hesab, Hüsn-i Hat ve Türkçe gibi dersler verilmekteydi. Üçüncü sınıfta da bu derslerin harmanlanıp okutulduğunu görmekteyiz. Mektepte ayrıca kız öğrenciler de eğitim görmekteydi. Bu da hem kız hem erkek öğrencilerin eşit şartlarda eğitim aldığını göstermesi bakımından önem arz etmekteydi. Ders programına bakıldığında ise imparatorluk geneline oranla esnek bir program uygulanmaktaydı. Özellikle öğretmen eksikliği, araç gereç eksikliği ve mali şartlar bu durumun nedeni olarak görülmekteydi.

Sonuç itibariyle Sultan II. Abdülhamid’in maarif politikasının birtakım eksiklik ve imkânsızlıklara rağmen uygulanmaya devam ettiğini görmekteyiz. Modern eğitim veren Arduşin İptidai Mektebi ya da Burhaniye Mektebi’nin, Hamidiye İptidaisi gibi adlarla arşiv belgeleri ve Bitlis Vilayet salnamelerinde yer alması şehrin maarif tarihine ışık tutması bakımından büyük öneme sahiptir. Yerel tarihçiliğimiz açısından da önemli olan bu çalışmanın, bu alanla ilgili yapılacak olan çalışmaların da önünü açmasını temenni etmekteyiz.”

Fuat OTLAK