Bingöl’ün Karlıova ilçesine bağlı Kaynarpınar Köyü’nde jeotermal su arama ve sondaj çalışmalarına karşı tepkiler giderek artıyor. Dün, Peri Vadisi Çevre Koruma Platformu öncülüğünde köyde bir eylem düzenlendi.
Köylüler ve çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisinin katıldığı eylemde, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yöneticileri, Mezopotamya Ekoloji Hareketi üyeleri, Van Ekoloji Derneği temsilcileri, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Bingöl İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Canfidal Boldaş, İnşaat Mühendisleri Odası Bingöl İl Temsilcisi Ayetullah Keskin, Bingöl Karlıova Yedisu Derneği yöneticileri ve diğer sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.
Eylemde konuşan Peri Vadisi Çevre Koruma Platformu Sözcüsü Ekrem Alan, jeotermal enerji santrali (JES) ve sondaj çalışmalarına karşı mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı. Alan, “Kaynarpınar Köyü’nde yapılması planlanan JES ve şu anda devam eden sondaj çalışmalarının durdurulması için kararlılıkla mücadele ediyoruz. Bu mücadelemizi aynı inanç ve azimle sürdüreceğiz. JES ve sondaj faaliyetleri bizim için artık meşru müdafaa kapsamındadır. Bu durum herkes tarafından böyle anlaşılmalıdır” dedi.
Her alanda mücadele edeceklerini belirten Alan, “İster eylemsellik alanında, ister hukuki süreçlerde, ister çeşitli platformlarda ya da sahada olsun; her yerde, her koşulda hakkımızı savunmak için güç birliği yapacağız. Dayanışmamızdan aldığımız güçle bu soruna karşı mücadelemizi daha da yükselteceğiz” ifadelerini kullandı.
Peri Vadisi’nin asıl sahipleri olduklarını dile getiren Alan, “Doğamızı, vadimizi, köyümüzü yağmaya, talana ve rant girişimlerine karşı korumaya kararlıyız. Birbirimizden aldığımız destek ve güçle bu eşsiz vadiyi ve değerli topraklarımızı savunacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın. Halkımızın desteği oldukça, aşamayacağımız engel, açamayacağımız kapı, ulaşamayacağımız hedef yok. Bunu kesinlikle bilin: Siz yanımızdaysanız çok daha güçlüyüz; ancak bir kişi bile yanımızda değilse, bin kişi eksik sayılırız sevgili dostlar.
Jeotermal enerji santrali için elektrik üretiminde yer altından 2 bin – 3 bin metre derinlikte, 200 dereceyi aşan sıcaklıktaki suyun çıkarılması gerekmektedir. Bu sıcak suyla çalıştırılacak devasa santraller için “çevre dostu” ve “temiz enerji” gibi ifadeler kullanılmaktadır. Ancak söylenenlere aldanmayın; çünkü bu yüksek maliyetli projelerin sahipleri, doğayı, canlıları, yeşili, çiçeği, böceği, kuşları, vahşi yaşamı, su kaynaklarını ve ekosistemi değil, yalnızca elde edecekleri rantı ve kârı öncelik olarak görmektedir.
Jeotermal enerji üretimi sırasında, yer altından çıkarılan ve 200 santigrat derece sıcaklığa sahip su, yüzeye çıktığında hidrokarbon dioksit, radon gazı, sülfürik asit, arsenik asit gibi kimyasallarla yoğunlaştırılmış gazlar ve MCG gazı ortaya çıkmaktadır. Bu MCG gazları en tehlikeli gazlar arasındadır.
Yer altından çıkan sıcak suyun arıtılıp temizlenerek aynı derinliğe yeniden enjekte edilmesi gerekmektedir. Ancak Türkiye’de jeotermal enerji alanında faaliyet gösteren birçok yerli ve yabancı firmanın, yüksek maliyet nedeniyle bu işlemi gerçekleştirmediği belgelenmiştir.” şeklinde konuştu.
HABER MERKEZİ





