Bingöl’e bağlı Ağaçeli Köyü Muhtarı Nurettin Kırgız, köyün yıllardır barajdan hiçbir şekilde faydalanamadığını belirtti. Yaklaşık 1400 nüfusu bulunan köyün, barajın yapılmasının ardından birçok konuda mağduriyet yaşadığını dile getiren Kırgız, şunları söyledi:
“Malumunuz, barajın yapıldığı günden bu yana Ağaçeli Köyü olarak hiçbir şekilde fayda sağlayamadık. Bingöl halkı barajdan yararlanıyor, bu elbette bizim için bir sevinç ve gurur kaynağı ama bizim köy olarak en ufak bir faydamız yok. Bu yıl iklim şartları nedeniyle baraj erken kurudu, kuraklık hepimizin malumu. Ayrıca suyun ova köylere verilmesi nedeniyle, normalde iki ay daha sürecek olan su bu sene erken bitti. Şu anda su seviyesi oldukça düşük, yaklaşık 10 metre çekilme yaşandı. Balıkların ve doğanın zarar görmemesi için su daha fazla bırakılmıyor.”
Kırgız, köylülerin barajın yükseltilmesi yönündeki beklentilerine de değinerek, “Bu konuda Devlet Su İşleri yetkilileriyle görüştük. Barajın seviyesinin artırılması teknik olarak mümkün değil, bunun için gövdenin tamamen yenilenmesi gerekiyor.” dedi.
Yaklaşık 1,5 milyon metreküp su hacmine sahip olan barajda suların büyük oranda çekilmesiyle birlikte, kıyı şeritlerinde yosunlaşma, kötü koku ve bataklık görüntüleri ortaya çıktı. Baraj çevresinde yapılan gözlemlerde, kıyı şeritlerinin tamamen kuruduğu, bazı bölgelerin ise bataklık haline geldiği tespit edildi. Suyun çekilmesiyle birlikte hem ekosistem hem de tarımsal üretim ciddi zarar görmeye başladı.
“Plansız Su Kullanımı Büyük Tehdit”
Konuya ilişkin açıklama yapan BİNÇEVDER (Bingöl Çevre ve Doğa Derneği) Başkanı Cuma Karaarslan, Gülbahar Barajı’nda plansız ve alan dışı su kullanımı yapıldığını belirterek duruma tepki gösterdi. Karaarslan, şunları söyledi:“Burada plansız ve kontrolsüz su kullanımı yüzünden hem yaşamsal alanları yok eden bir suç var hem de hizmet etmek istediği gerçek alanlar için çalıntı suçu var. Yani suyu plansız bir yere vermek gibi.” Karaarslan, bölgede sulak alanların giderek yok olduğunu ve bu alanların artık kuraklığa karşı dayanma gücünü yitirdiğini vurgulayarak, geri dönüşün çok zor bir sürece girdiğine dikkat çekti:
“Sulak alan üretiliyor ama sulak alanın kurak alana artık tahammülü olmayacak bir adaptasyonu var. Geri dönüş yok.”
Karaarslan, kuraklık tehlikesine karşı çözüm önerilerini de paylaştı. Barajın yeniden canlandırılabilmesi için bölgedeki küçük göletlerin ve su depolama alanlarının bir araya getirilmesi gerektiğini ifade eden Karaarslan, şöyle konuştu: “Planlanmış sahanın dışına çıkmadan, yeniden öngörülerle su havzalarının kontrol edilmesi gerekiyor. Bölgedeki su depolama alanlarını ve küçük göletleri toplayıp o suyu baraja salarsanız, Gülbahar Barajı kuraklıktan kurtulabilir.”
Tarımsal Üretim ve Ekosistem Tehlikede
Barajın kurumasıyla birlikte tarımsal üretim alanlarının sulama sıkıntısı yaşadığı ve çiftçilerin büyük kayıplarla karşı karşıya kaldığı belirtiliyor. Uzmanlar, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi sağlanmadığı takdirde, bölgedeki tarımsal faaliyetlerin ve doğal yaşamın ciddi risk altında olacağı uyarısında bulunuyor.
HABER:HASRET DAYANIR/EBRU TAĞTEKİN




