Her yıl yılbaşı öncesinde satılan milli piyango biletlerinin umut istismarı olduğunu belirten Gültekin, “Her yıl yılbaşı yaklaşırken Türkiye'de ve dünyada aynı manzaraya şahit oluyoruz: dar gelirli vatandaşların uzun kuyruklarda umut bileti satın almak için beklemeleri. Bu görüntü masum bir eğlence olmaktan öte, toplumsal bir bağımlılığın ve umut istismarının yansımasıdır.

Kumar bağımlılığıyla mücadele eden bir sivil toplum kuruluşu olarak görüşümüz açıktır: Milli Piyango ve benzeri çekiliş sistemleri, özellikle toplumun ekonomik açıdan hassas kesimlerini hedef alan yapılandırılmış bir düzendir” dedi.

“ŞANS OYUNLARI BÜYÜK GÜNAH”

Şans oyunlarının İslam dininde yerinin olmadığını ifade eden Gültekin, şunları söyledi; “İslam dini, insanın hem dünya hem de ahiret saadetini hedefleyen bir nizamdır. Bu nizamda, helal ve haram sınırları açıkça çizilmiştir. Kumar ve şans oyunları, bu sınırlar içinde kesin olarak yasaklanmış fiillerdendir. Allah Teâlâ, kumarın haramlığını en açık şekilde Maide Suresi 91. ayette belirtildiği üzere; "Şeytan içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister." Bakara Suresi’nde (219 “Sana içki ve kumardan sorarlar. De ki: İkisinde de büyük günah (ve zarar) vardır, …

Bu ayetlerde “meysir” kelimesi ile ifade edilen kumar, şans ve tesadüfe dayalı her türlü oyunu kapsar. Kumarın bireye, aileye ve topluma verdiği zararın faydasından kat kat fazla olduğunu açıkça ortaya koyar. Kumar, emek ve alın teri olmadan kazanç elde etme hırsını körükler, insanları tembelliğe ve umutsuzluğa sürükler, ailelerde geçimsizlik ve düşmanlık doğurur.

Bazı kişiler, Milli Piyango’nun gelirinin bir kısmının hayır kurumlarına veya devlete gittiğini öne sürerek caiz olduğu iddiaları var. Kur’ân’da haram kılınan bir fiilin, sözde “fayda” getirmesi onları meşru hale getirmez ve haramlık hükmünü değiştirmez.”

“KUMAR BAĞIMLILIĞINI TETİKLİYOR”

Gültekin, açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Milli Piyango, Türkiye’de devlet tarafından düzenlenen bir şans oyunu ve gelirinin büyük bir kısmı devlet kasasına gider. Ekonomik açıdan özellikle düşük gelirli kesimleri hedef alan bir mekanizma işlevi görüyor. Dünya genelinde lotolar zenginler yerine yoksullar ve umutla yaşayanlar daha fazla bilet alır. Ekonomik kriz dönemlerinde satışlar daha çok artıyor bu umut ticareti bireyleri borçlandırıyor, aileleri yıkıyor ve kumar bağımlılığını tetikliyor. Bu sistem, sosyal adalet yerine sömürüye dayalı bir “şans ekonomisi” yaratıyor.

Kumar bağımlılığı geçici bir heves değil, bilimsel olarak tanımlanmış bir davranışsal bağımlılıktır. "Kazansaydım hayatım değişirdi" düşüncesi, bireyleri sürekli olarak tekrar denemeye yönlendirir. Tedavi merkezlerine başvuran pek çok kişinin hikayesi "bir kere denemiştim" cümlesiyle başlamaktadır.

Türkiye’de kumar bağımlılığı başvuruları artarken, piyango ve loto en yaygın türler arasında yer alıyor. Bağımlılık, borçlanma, aile sorunları, depresyon ve hatta intihar riskini artırabiliyor.

"Milli" kavramı, ortak değerleri ve ulusal çıkarları çağrıştıran bir sözcüktür.

Ancak burada kullanılan Milli kelimesi ise tam bir ironidir

Milli Piyango’nun medya bombardımanı, kumarın normalleştirilmesi ve “milli” ismin ulusal değerlerle örtüştürülerek istismar edilmesi anlamına geliyor. Bu, bireysel hayalleri sömürürken toplumsal çürümeye katkı sunuyor. Gerçek milli fayda yerine, özel çıkarlara hizmet eden bir ilizyondur. bu ismin bir şans oyununa verilmesi, ulusal duyguların istismar edilerek sömürü mekanizmasının perdelendiği bir çelişkiye işaret etmektedir. Gerçekte "milli" olan, toplumun refahı, sağlığı ve geleceğidir; belirli kesimlerin umutlarının ticari meta haline getirildiği bir düzen değildir.

Devlet politikaları, şans oyunlarının olumsuz etkilerini azaltacak ve önleyecek şekilde düzenlenmeli, "milli" gibi toplumsal değer ifade eden kavramların ticari şans oyunları için kullanımını bırakmalıdır.

Uçuruma Düşmekten Son Anda Kurtulan Kamyonette 1 Kişi Yaralandı
Uçuruma Düşmekten Son Anda Kurtulan Kamyonette 1 Kişi Yaralandı
İçeriği Görüntüle

Medya kuruluşlarının bu tür çekilişleri masumlaştıran dil ve sunumları, özellikle abartılı büyük ödül propagandasını durdurmalıdır.

Aileler ve eğitim kurumları, gençleri "kolay yoldan zenginlik" illüzyonuna karşı bilinçlendirmelidir.

Bir toplumun gerçek umudu, çekiliş toplarında değil; alın terinde, adalette ve üretimde yeşerir. "Milli" olan, umudun ticarileştirilmesi değil, toplumsal refahın hakkaniyetle sağlanmasıdır.”

(Haber Merkezi)