Bingöl'ün Tarihi
Bingöl, Anadolu'nun düşman istilalarından uzak bölgelerinden biri olarak bilinir. Tarihi, çevre illerin tarihine bakılarak anlaşılmıştır. Erzurum, Erzincan, Diyarbakır, Bitlis, Ahlat, Van ve Tunceli gibi şehirler geçmişte beyliklere veya hükümdarlara başkentlik yapmış, Bingöl ise genellikle bu beyliklerin bağlı olduğu otlaklar olarak kullanılmıştır. Bingöl sınırları içinde antik dönemlere ait bir şehir kalıntısına rastlanmamıştır.
Antik Dönemden Cumhuriyete Bingöl'ün Tarihi
-
Hitit ve Huri Devrinde Bingöl
- M.Ö. 2000 yıllarında Anadolu'ya yerleşen Huriler, Güneydoğu Anadolu'da, Fırat kenarında "VASUK.ANI" şehrini kurmuşlardır. Mitani Devleti olarak bilinen bu topluluk, Hitit Kralı Telepinuşun ölümünden sonra Hititlerin Mitani himayesine girdiği, Hititlerin yeni krallık döneminde Mitani Devletini sıkıştırdıkları bilinir. M.Ö. 1360 yıllarında Bingöl ve çevresi Hititlerin eline geçmiştir.
-
Urartu Devrinde Bingöl
- Van Bölgesinde yaşayan Urartular, Hititlerin M.Ö. 1200 yıllarında yıkılmasıyla batıya doğru genişleyerek Bingöl, Bitlis ve Muş'u ele geçirmişlerdir. Urartu Kralı Menuas, Bingöl yaylalarını korumak için kaleler inşa ettirmiştir. M.Ö. 745 yıllarından sonra Asur ve Urartu kralları arasında yapılan savaşta Urartular yenilmişlerdir.
-
Pers ve Roma Devrinde Bingöl
- M.Ö. 550 yıllarında Persler, Medleri yenerek Anadolu'yu ele geçirmişlerdir. İskender'in ölümünden sonra bölge Selefküslerin eline geçmiştir. M.Ö. 200-189 yıllarında Komuk Türkleri, Komojen Krallığını kurarak Bingöl ve çevresini ele geçirmişlerdir. M.Ö. 75 yıllarında Ermenistan Krallığı bölgede etkili olmuş, Romalıların bölgeyi ele geçirmesiyle Ermenilerin etkinliği azalmıştır.
Bingöl'ün tarihi, çevre illerle olan ilişkileri ve dönem dönem farklı medeniyetlerin hakimiyetinde olmasıyla şekillenmiştir. Cumhuriyet dönemine kadar çeşitli devletlerin egemenliği altında kalan Bingöl, Cumhuriyet ile birlikte Türkiye sınırları içinde önemli bir il haline gelmiştir.
Bingöl'ün İslamiyet Sonrası Tarihi
Bingöl'ün tarihi, İslamiyet'in yayılmasının ardından da oldukça hareketli bir döneme tanıklık etmiştir. Bu dönemde bölge, birçok farklı hükümdarlık ve devletin etkisi altında kalmıştır.
Hz. Ömer Döneminde Bingöl
- İslamiyet'in Yayılması ve Bingöl
- Hz. Ömer zamanında, Arapların Suriye ve Irak'ı fethetmeleriyle İslamiyet Anadolu'ya yayılmaya başlamıştır. İslam komutanlarından Halid bin Velid, Arned (Diyarbakır), Maden ve Palu kalelerini alarak Bingöl'ün Azakpert Kalesini de ele geçirmiştir. Erzincan bölgesine kadar yayılan İslam hakimiyeti, Anadolu'da yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur.
Selçuklu Döneminde Bingöl
- Anadolu'nun Fethi ve Bingöl
- 1040 yılında Oğuz Boyları'nın birleşmesiyle kurulan Selçuklu Devleti, kısa sürede Anadolu'yu ele geçirmek için harekete geçmiştir. Süleyman Bin Kutulmuş, Anadolu'yu fethetmek amacıyla sefere çıkmış, Çubuk Bey Komojen, Sopene ve Hını Ziyad bölgelerini ele geçirmiştir. Tuğrul Bey, Anadolu'nun fethini üzerine alarak Emir Dinar'ın Bingöl'ü ele geçirmesine öncülük etmiştir. Alparslan döneminde Bingöl dahil birçok bölge Selçukluların kontrolüne girmiştir.
Uzun Hasan ve Safeviler Döneminde Bingöl
-
Ak Koyunlular ve Uzun Hasan
- Diyarbakır'ı merkez edinen Ak Koyunlular, Bingöl ve Erzurum'u ele geçirmişlerdir. Uzun Hasan, Fatih Sultan Mehmet ile çatışmış, Olukbeli Savaşı'nda yenilerek bölge Osmanlı hakimiyetine girmiştir.
-
Safevilerin Etkisi
- Ak Koyunlular döneminde Genç, küçük memurlar tarafından idare edilirken, Şah İsmail'in saldırıları sonucu Bingöl bölgesi Safevi hakimiyetine geçmiştir. Yavuz Sultan Selim'in İran seferi sonrasında Çaldıran Savaşı'nda Şah İsmail yenilmiş ve Doğu Anadolu, Osmanlı kontrolüne girmiştir.
Bingöl, tarih boyunca çeşitli devletlerin etkisi altında kalmış ve bu süreçte birçok önemli tarihi olaya şahitlik etmiştir. Her dönemde farklı kültürel ve siyasi etkilerle şekillenen Bingöl, zengin bir tarihi mirasa sahiptir.
Osmanlı Döneminde Bingöl
Bingöl, Osmanlı İmparatorluğu döneminde önemli olaylara ve dönüşümlere sahne olmuştur. Bu dönemde Bingöl, stratejik ve ekonomik açıdan önemli bir konumda yer almıştır.
Yavuz Sultan Selim Dönemi ve Bingöl'ün Osmanlı Hakimiyetine Geçişi
- Bingöl'ün Osmanlı Egemenliğine Girmesi
- Yavuz Sultan Selim'in 1514 yılında gerçekleştirdiği seferler sonucunda Bingöl ve çevresi Osmanlı İmparatorluğu'nun hakimiyetine girmiştir. Bu dönemde Bingöl, 'Çapakçur' olarak bilinmekteydi ve önemli bir geçiş noktası olarak kabul ediliyordu.
Süleyman Bey ve Çapakçur'un Yönetimi
- Çapakçur Beylerinden Süleyman Bey
- Süleyman Bey, Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliğini kabul ederek Çapakçur'ın yönetimine devam etmiştir. Ancak kardeşi Ahmet Bey ile yaşadığı ihtilaflar ve sonrasında yaşanan olaylar, Süleyman Bey'in idamına yol açmıştır. Süleyman Bey'in oğlu Maksut Bey, Osmanlı hizmetine girerek önemli başarılar elde etmiş ve Çapakçur kalesi ona verilmiştir.
Kanuni Sultan Süleyman ve Bingöl
-
Diyarbakır Eyaletine Bağlanan Bingöl
- Kanuni Sultan Süleyman döneminde Diyarbakır eyaleti kurulmuş ve Çapakçur (Bingöl), bu eyalete bağlı bir sancak olarak düzenlenmiştir. Bingöl, Osmanlı İmparatorluğu için stratejik bir öneme sahip olmuş, özellikle İran'a karşı yürütülen mücadelelerde ve ekonomik açıdan büyük bir rol oynamıştır.
-
Kanuni'nin Bingöl Ziyareti ve Çapakçur'da Gerçekleşen Olaylar
- 23 Mayıs 1554'te Kanuni Sultan Süleyman'ın Bingöl yöresinde bulunduğu ve Göynük suyu boyundaki Hokhzik'te yeniçeriler tarafından büyük bir törenle karşılandığı bilinmektedir. Bu dönemde Çapakçur, Safeviler'e karşı önemli bir savunma noktası olarak görev yapmıştır.
Selçuklu Dönemi Sonrası Bingöl
- Selçuklu İmparatorluğu'nun Yıkılışı ve Bingöl
- 1243 yılında Kösedağ Savaşı'nı kaybeden Selçukluların ardından Bingöl, Moğol istilasına uğramıştır. Bu dönemde bölgeye Harzemliler ve çeşitli aşiretler gelmiştir. Harzemşah'ın bir köyde saklandığı ve bir köylü tarafından öldürüldüğü rivayet edilir. Bu olayın ardından Solhan aşireti, Harzemşah'ın yattığı yeri türbe olarak kabul etmiş ve bölgeye Harzemşah köyü adını vermiştir.
Bingöl, Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşanan bu önemli olaylar ve dönüşümlerle tarihi bir zenginlik kazanmıştır. Hem savaşlar hem de idari değişiklikler açısından önemli bir rol oynamıştır.
Cumhuriyet Döneminde Bingöl
Cumhuriyet'in ilanı ile birlikte Bingöl ilinin tarihi ve coğrafi yapısı önemli değişiklikler geçirmiştir. Bu dönemde Bingöl, çeşitli idari ve coğrafi gelişmelerin yanı sıra önemli jeolojik ve jeomorfolojik özelliklere de sahiptir.
Cumhuriyetin İlanı ve Bingöl'ün İl Olması
- Bingöl'ün İl Statüsü Kazanması
- 1926 yılında Elazığ, 1929'da Muş illerine bağlanan Bingöl, 1936 yılında vilayet olmuştur. 1945 yılında ise il merkezi olan Çapakçur'un adı Bingöl olarak değiştirilmiştir.
Coğrafi Yapı ve Doğal Özellikler
-
Arazi Yapısı ve Dağlar
- Bingöl'de arazi oldukça engebeli ve yüksektir. Ortalama yükseklik 1250 metreyi aşmaktadır. Dağlık alanlar geniş bir yüzey kaplar ve Bingöl Dağları'nın yapısında başlıca bazalt ve andezitler bulunur.
-
Jeolojik ve Jeomorfolojik Özellikler
- Püskürük kayaçlar, tortul tabakaların üzerini örtmüş ve bu yapı bölgedeki deprem riskini artırmıştır. Ayrıca Bingöl'de farklı yönlerde uzanan fay hatları bulunur ve bu fay hatlarından sıcak su kaynakları çıkmaktadır.
Bingöl'ün Coğrafi Durumu
- Coğrafi Konum ve İlçeleri
- Bingöl, Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat bölümünde yer alır. İl, çeşitli ilçeleriyle birlikte geniş bir coğrafi alanı kaplar. İlin merkezi, deniz seviyesinden 1151 metre yükseklikte yer alır ve Murat suyu ile Göynük suyunun birleştiği bir konumdadır.
Bingöl İlinin Fiziki Coğrafyası
-
Jeolojik ve Jeomorfolojik Özellikler
- Bingöl ilinin arazisi engebeli ve yüksek olup, dağlar ve tepelik alanlar geniş bir yer kaplar. Bingöl dağlarının yapısında bulunan bazalt ve andezitler, bölgenin jeolojik yapısını etkilemiştir.
-
Yeryüzü Şekilleri ve Doğal Özellikler
- Bingöl'deki dağlar ve tepeler, bölgenin yeryüzü şekillerini belirler. Bingöl Dağı, Genç Dağı, Şeytan Dağı ve Şerafettin Dağı gibi yüksek dağlar bölgeyi çevreler. Ayrıca Bingöl'de bulunan ovalar ve akarsular da ilin coğrafi yapısını zenginleştirir.
Cumhuriyet Dönemi'nde Bingöl, hem idari hem de coğrafi açıdan önemli değişiklikler yaşamış, zengin doğal kaynakları ve coğrafi özellikleriyle dikkat çeken bir il haline gelmiştir.
Bingöl'ün Doğal Yapısı ve İklim Özellikleri
Bingöl, zengin doğal güzellikleri ve çeşitli iklim özellikleriyle dikkat çeken bir Anadolu şehridir. Doğu Anadolu Bölgesi'nin bu önemli ilinde, küçük göllerden bitki örtüsüne, basınç ve rüzgar durumlarından iklim özelliklerine kadar pek çok doğal unsur bulunmaktadır.
Bingöl'ün Gölleri
- Buzul Gölleri
- Bingöl'de büyük göller olmasa da, buzullar tarafından oluşturulan ve "sirk" adı verilen çok sayıda küçük göl bulunmaktadır. Bu göller arasında Gölbahri, Kerkis Gölü, Zırlır Gölü, Sar Gölü, Kuş Gölü, Harem Gölü, Er Gölü, Kıllı Göl, Manastır Gölü, Belli Göl, Karlı Göl, Çili Göl ve İçme Gölü önemli örneklerdendir.
Basınç ve Rüzgar
- İklimsel Etkiler
- İlkbahar aylarında hava ısınmaya başlasa da, çevredeki dağların yüksekliği nedeniyle dağlık bölgeler genellikle soğuk kalır. Bingöl'de genellikle batı-kuzeybatı yönünden esen rüzgarlar hakimdir.
Tabii Bitki Örtüsü
- Ormanlık Alanlar ve Bitki Türleri
- Bingöl, Doğu Anadolu'nun en zengin orman alanlarına sahiptir. Özellikle meşe ormanları 1900 metre yüksekliğe kadar yayılış gösterir. Ormanların tahrip edildiği yerlerde ise bozkır (step) bitki örtüsüne rastlanır.
İklim Özellikleri
- Karasal İklim Etkisi
- Bingöl'de yazlar sıcak ve kışlar soğuk geçer. Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, yıllık ortalama sıcaklık 12.1 derece, yıllık yağış miktarı ise 873.7 mm'dir.
İlçeler
- Bingöl'ün Coğrafi Dağılımı
- Bingöl İli, merkez ilçe dahil olmak üzere Adaklı, Genç, Karlıova, Kiğı, Solhan, Yayladere ve Yedisu ilçelerinden oluşur.
Sıcaklık Değerleri
- Sıcaklık Farklılıkları
- Bingöl'de gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkları karasal iklimin bir özelliği olarak dikkat çeker. En sıcak ay Ağustos, en soğuk ay ise Ocak'tır. Yıllık ortalama sıcaklık 12.1 derece olarak kaydedilmiştir.
Bingöl'ün bu doğal ve iklimsel özellikleri, şehrin coğrafi yapısını ve yaşam koşullarını önemli ölçüde etkilemektedir. (Haber Merkezi)