Bingöl şehir merkezini, mahalleleri süsleyen koca koca ağaçları keserek şehri betona dönüştürenler, plastik lalelerle şehre görüntü vermeye çalışıyor. Yakışmıyor beyler, kaldırın laleleri, ekin ıhlamurları, şehrin daha da güzelleşeceğini göreceksiniz...
Sonbaharın son ayı olmasına rağmen dışarıda sıcak ve temiz bir hava vardı.
Uzun bir zamandır, zamanımın büyük bir kısmını evde geçirmiş olmanın mecburiyetinden sıyrılarak Kültür Mahallesinden şehir merkezine doğru yürümeye karar verdim.
Kültür Mahallesi TOKİ konutları alanında, konutlar yapılırken dikilen ağaçların büyük bir kısmı kurumuş, küçük bir kısmı hayata tutunabilmişti. İşçiler kuruyan ağaçları sökmek, hayata tutunabilen ağaçları sulayarak yeşermesi için yoğun bir çaba içerisindeydiler.
Yürümeye devam ediyorum,
Araç ve birkaç karga sesi dışında sokakta derin bir sessizlik.
Yol kenarında kalmış birkaç ağaç, yapraklarını sonbahara savururken, kuşlar çoktan göç yoluna başlamıştı. Bir karga grubu yol kenarına bırakılmış çöpten yiyecek toplamaya çalışıyor, daha irice olanı ‘bu çöplüğün hakimi benim’ dercesine bir taraftan yanına yaklaşan kargaları uzaklaştırmaya, bir taraftan da bulduğu ekmek parçalarını yemeye çalışıyordu.
İlçe garajına vardığımda, garajın yanında yapılan kavşağın ortasına plastikten yapılmış yeşil-beyaz renkli laleler ilişti gözüme.
Yeterince sırıtan, oraya ait olmadıklarını haykıran bir edayla…
Aklıma;
-Çarşı TOKİ projesi yapılırken, karayolları şube müdürlüğü alanında kesilen devasa çam ağaçları,
-Kültür TOKİ konutları yapılırken, bahçelerde, kaldırımlarda yükselen çeşit çeşit meyve ve süs ağaçları,
-Kent meydanı yapılırken alanda bulunan koca koca ağaçlar, Dörtyol Kavşağını süsleyen mis kokulu ıhlamur,
-Rehberlik Araştırma Merkezi arkasında bulunan yarım asırlık çınarlar,
-Yeni hükümet konağı yapılırken, yollar genişletilirken kökünden çıkarılan yemyeşil ağaçlar geldi.
O ağaçları çıkarıp başka yerlere dikmek varken, kökünden kestiler, hunharca, hiç acımadan…
Koca ağaçların yok edilip yerine plastikten yapılmış lale görünümlü görüntü kirliliğini görünce çok üzüldüm.
Şehirde değişen sadece laleler olmamalıydı, sokaklar, insanlar, insan alışkanlıkları da değişmeliydi. En azından beklentim o yöndeydi.
Mesela; yolda yürürken ağzındaki pisliği kaldırıma tükürmeyen, içtiği sigaranın izmaritini yere atmayan, içtiği su kabını, elinde biriktirdiği çöpünü kaldırım kenarına atmayan bilinçli bir topluluk hayal ettim.
Hayal etmekle kaldım.
Ama değişen bir şey yoktu, çarşıya yaklaştıkça bu kötü alışkanlıkların devam ettiğini, hatta insan nüfusu arttıkça pisliğini sokaklara akıtanların da arttığını gördüm.
Belediyenin yanına yaklaştığımda banka ATM’lerinin önündeki kavşakta başka bir lale görüntüsüyle karşılaştım. Bu kez renkleri farklıydı: kırmızı-yeşil ve beyaz.
İlk laleler Bingölspor, ikinci laleler ise Amedspor renklerini taşıyordu.
Kavşaklara laleleri tasarlayan kişi muhtemelen Bingölspor ve Amedspor sevdalısı.
Bunda bir sorun yok. Ben de şahsen iki takımı da destekliyorum.
Sorun olan plastik lalelerin Bingöl sokaklarına yakışmamış olmasıydı.
Laleler gözüme ilk kez bu kadar çirkin görünüyordu.
O kavşaklara, o laleleri dikenlere tavsiyem; sökün laleleri yerine ıhlamur ağaçları dikin.
Ama yapay olmayanından.
Ihlamurlar büyüdükçe hem görüntünün hem de çevreye yaydığı kokunun daha güzel olduğunu göreceksiniz…
Ömer ŞANLI