Toplumsal duyarlılık kazandırır

Kahraman-maraş depreminden birkaç gün sonraydı. Sayın Zülküf Elçi’den mesaj kutuma ‘Lütfen bu taga destek verir misiniz? #BingolAFETbölgesiilanedilsin” diye bir mesaj düştü.
“Bingöl, 2003 depreminden sonra afet bölgesi ilan edilmemiş, şimdi edilir mi?” düşüncesiyle başlangıçta çok umudum olmasa da gerek sosyal medya paylaşımlarıyla, gerek yaptığımız haberler ve yazdığımız köşe yazılarıyla destek verdik. 
Deprem uzmanlarının ‘Bingöl’de 7.4 büyüklüğünde’ deprem bekliyoruz, söylemlerinin ardından, Bingöl’ün afet bölgesi ilan edilmesi talebi hızla yayıldı, ilin sınırlarını aşarak Ankara’ya ulaştı.
Bu süreçte karşı çıkanlar, kanun cevaz vermiyor diyenler çıksa da, uzmanlar “Bingöl’de deprem olacak” diye bas bas bağırmaya devam etti, Bingöl halkı bozulan psikolojileriyle ilin afet bölgesi ilan edilmesi konusundaki ısrarını sürdürdü.
Sonrasında Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ve İnşaat Mühendisleri Odasınca yapılan hasar tespit çalışmalarında, Bingöl’de 300’ün üzerinde yapının ağır hasarlı olduğu, 19 eğitim kurumunun deprem açısından riskli olduğu belirlendi. Bu durumun Bingöl’ün Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi ilan edilmesi için yeterli bir neden olduğu ısrarla belirtildi.
Gelinen süreçte Bingöl halkının ortak ve yoğun talebi sonrasında AFAD Başkanlığı, Bingöl’ün Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi ilan edilmesine karar verdi.
Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
AFAD’ın açıklamasında, “…söz konusu depremler 11 ilimiz dışındaki bazı illerimizi de etkilemiş olup, hasar tespit çalışmaları neticesinde; Bingöl, Kayseri, Mardin, Tunceli, Niğde ve Batman illerimizde yer alan bazı yerleşim birimlerinde az, orta veya ağır derecede hasar gören binalar olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, bahsi geçen illerimizde hasar meydana gelen binaların bulunduğu yerleşim yerleri de Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi kabul edilmiştir” denildi.
Kahramanmaraş depreminden sonra Bingöl’de yapılan hasar tespit çalışmalarında, Bingöl Merkez, Genç ve Adaklı ilçelerinde hasarlı binalar tespit edilmişti. Bu karar sadece buralarımı kapsayacak, önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Burada önemli bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. 
Bugün aslında, siyasi görüşü ne olursa olsun Bingöl’ün menfaatine olan konularda ortak ses çıkarabilmenin olumlu sonucunu görüyoruz.
Bu ortak sesi ne yazık ki bundan önceki süreçlerde göremedik.
Ormanlarımız, içindeki canlılarla beraber yanarken sus pus olduk,
Yine ormanlarımız mangal kömürü için kesilirken görmezden geldik,
Yaban hayvanlarımız av adı altında katledilirken kulaklarımızı kapattık,
Akarsularımız için, doğanın, doğal yaşamın korunması için aynı sesi çıkaramadık.
Deprem konusunun, toplumsal duyarlılık için bir başlangıç olmasını ümit ediyor, ortak ve güçlü ses ile kazanan Bingöl olacaktır diyorum.