AK Parti Bingöl Milletvekili Zeki Korkutata, Bingöl’ün turizm potansiyelini anlatırken, konuşmasının bir bölümünde, “Zağ Mağaraları, Kiğı Kalesi, Sebeterias Kalesi ve Zuhurtepe Kalesi gibi yapılar ziyaretçilerine tarihî bir yolculuk sunmaktadır” şeklinde bir ifade kullanıyor. Sahi Kiğı Kalesindeki tahribatı hiç gördünüz mü? Zuhurtepe Kalesine hiç gittiniz mi? Gitmeyin zaten, topraktan bir tepeyi görüp geri dönersiniz. Ama Zeki Beyin gidip görmesini özellikle tavsiye ederim.
AK Parti Bingöl Milletvekili Zeki Korkutata’nın, meclis genel kurulunda yaptığı konuşmada Bingöl’ün turizm potansiyelini anlatırken, bahsettiği yerleri görünce aklıma birkaç yıl önce yapılan EMIT Fuarı geldi. Fuarda, Bingöl’e gelmek için 12 neden sıralanmış, bu nedenler arasında toprak altında olan kaleler ve Bingöl’ün içme suyu da yer almıştı. Düşünsenize, Bingöl’e gelmek için sıralanan nedenlerden biri içme suyu olarak gösterilmiş ama içecek su yok, kaleler ise toprak altında…
Zeki Bey, Bingöl’ün turizm potansiyelini anlatırken, güneşin doğuşundan, Hesarek Kayak Merkezinden, kaplıcalardan, Murat Nehri, Peri Suyu, Göynük Çayı, Zağ mağaraları, Kiğı Kalesi, Sebeterias Kalesi, Zuhurtepe Kalesinden bahsetti.
Tek tek inceleyelim…
-GÜNEŞİN DOĞUŞU-
Güneşin doğuşu, Bingöl’ün doğal bir mucizesidir. Bu eşsiz manzarayı, birkaç kez yerinde izleme fırsatı buldum. Güneşin renk cümbüşüne bürünerek günü aydınlatmasının verdiği huzuru ancak orada anı yaşayarak anlayabilirsiniz. Ama o yolu gidip geldikten sonra aracınızın lastiklerini değiştirmeniz gerekebilir. Birçok kez talepte bulunulmasına rağmen yol ne yazık ki yapılmadı. Ve ne yazık ki, önceki yıllarda güneşin doğuşunun izlenmesi için düzenlenen festivaller de yasaklandı. Yıllardır festival yapılmıyor.
-HESAREK KAYAK MERKEZİ-
Hesarek Kayak Merkezi, Bingöl’ün kış turizminde bir cazibe merkezi olabilirdi, hala olabilir. Ancak, Zeki Bey’in övgüyle bahsettiği bu merkez, yapıldığı günden beri sorunlarla boğuşuyor. Altyapı eksik, bakım yetersiz, geliştirme çalışmaları ise sadece kağıt üzerinde kalıyor.
-KAPLICALAR-
Bingöl’ün termal suları, gerek sağlık, gerek ısınma, gerekse seracılıkta kullanılabilecek bir hazine. Ama termal suyun potansiyeli sadece kaplıcalarla sınırlı kalmış. Seracılıkta, ısıtmada kullanılabilecek bu doğal kaynak ne yazık ki değerlendirilemiyor.
-MURAT NEHRİ, PERİ SUYU, GÖYNÜK ÇAYI-
Murat Nehri barajlar ve kum ocaklarıyla her yıl biraz daha tahrip ediliyor, kirletiliyor. Peri suyu ve göynük çayında durum farksız, HES'lerle akarsuların akışı değiştiriliyor.
Turizm, doğanın korunmasıyla başlar; ama Bingöl’de doğa, insan eliyle tahrip ediliyor.
ZAĞ MAĞARALARI
Zağ Mağaraları, Bingöl’ün gizemli ve büyüleyici tarihi mekanlarından biri. Tarihi ve doğal güzellikleriyle turistlerin ilgisini çekebilecek bu mağaralar, yıllardır turizme kazandırılmayı bekliyor. Zağ mağaralarında gerekli tadilatların yapılıp turizme kazandırılması yönündeki talepler, yıllardır karşılık bulmadı. Mağaralar, kendi kaderine terk edilmiş, tozlu bir define gibi unutulmuş durumda. Oysa doğru bir planlama ve tanıtımla Zağ Mağaraları, Bingöl’ün turizmde marka değeri olabilirdi. Ama bu durum, sadece lafta kalıyor.
KİĞI KALESİ VE SEBETERİAS KALESİ
Kiğı Kalesi baraj yapımında tahrip edildi, tahribat yapılırken kimsenin sesi çıkmadı. Sebeterias Kalesi toprak altında. Kazı çalışmaları başlatılmış olsa da sonu getirilmedi. Hala toprak altından çıkarılmayı bekliyor. Öyle tarihi yolculuk yapacağınız yerler falan değil…
ZUHURTEPE KALESİ
Bingöl’ün turizm potansiyelini anlatırken, “…Zuhurtepe Kalesi gibi yapılar ziyaretçilerine tarihî bir yolculuk sunmaktadır” diyen Zeki Bey başta olmak üzere, bu kalenin yerini, mimarisini, mevcut halini bilen kaç kişi var.
Çok merak edilecek bir yer de değil zaten. Bingöl’ün toprak altında kalan birkaç kalesi gibi Zuhurtepe Kalesi de toprak altında kalmış bir tepeden ibaret. En küçük bir sur dahi bulamazsınız.
Zeki Beyin, ‘tarihi bir yolculuk sunmaktadır’ dediği Zuhurtepe Kalesine tarihi bir yolculuk yapmasını özellikle bekliyorum. Sizin gitmediğiniz yere turist niye gitsin?
Tarihi yapılarda yapay zeka desteği ile canlandırmalar yapan sevgili Serdar Balun’a da bir çağrıda bulunuyorum. Şu Zuhurtepe Kalesi için de yapay zeka ile bir canlandırma yap da, tarihi yolculuğa çıkalım.
Zaten Bingöl’ün toprak altında çürüyen, baraj altına kalan, ihmal edilen tarihi yapılarına ancak sanal ortamda yolculuk yapabiliriz…
ANLATILANLAR BAŞKA, GERÇEKLER BAŞKA
Ne yazık ki, Zeki Beyin anlattıkları başka, gerçekler çok başka.
Güneşin doğuşunda festival yasak, Hesarek Kayak Merkezi sorunlarla boğuşuyor, kaplıcalar yetersiz, akarsular tahrip ediliyor, mağaralar ve kaleler toprak altında unutulmuş, baraj sularına gömülmüş. Bingöl’ün turizm potansiyeli ortadayken, hiçbir çalışma ortada yok iken, tarihi yapılar yok edilmeye mahkûm edilmişken, bu tarihi yolculuğu ancak sanal ortamda yapabiliriz…
Ömer ŞANLI